Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 558 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11134 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2008NUMARASI : 2007/399-2008/343Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalılarla kardeş olup babalarının ölümünü takiben intikal işlemlerinin yapılabilmesi için ağabeyi N.'e vekaletname verdiğini, ancak ağabeyinin bu vekaletnameyi kötüye kullanmak suretiyle 129 sayılı parselini diğer davalı kardeşine sattığını öğrendiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde taşınmazın keşfen tespit edilecek değerinin tahsilini istemiştir.Davalılar, satışın davacının bilgisi ve iradesi dahilinde gerçekleştirildiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın bedel yönünden kabulüyle 10.000 YTL.nin davalı Nejmeddin'den alınıp davacıya ödenmesine, davalı A... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, vekalet yetkisinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğine ilişkindir.Mahkemece, taşınmaz bedelinin davalı N.den tahsiline, davalı A.hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, çekişme konusu 129 sayılı parselin davacı adına kayıtlı iken, 14.8.2001 tarihli vekaletname ile vekil kılınan ağabeyi davalı N. tarafından 9.2.2007 tarihinde diğer davalı kardeşi A...’ye satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir.Davacı, satışta kullanılan vekaletnamenin, miras bırakan babalarından kalan taşınmazların intikali için verildiğini, aradan uzun süre geçtikten sonra aynı vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ve taşınmazının elinden alındığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasının sübut bulduğu kanaatine varılmaktadır. Nitekim, taşınmaz bedelinin davalı Nejmeddin’den alınmasına hükmedilmesinden, bu hususun mahkemece de benimsendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davacının ve davalı N...’in kardeşi olan diğer davalı A...’nin, bu konumu itibariyle vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda bulunduğu da kuşkusuzdur.O halde A.'nin Türk Medeni Kanununun 1023. Maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.Hal böyle olunca, tapu iptali-tescil isteği bakımından davanın kabul edilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere bedel yönünden hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.