Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5555 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16726 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL-ALACAKTaraflar arasındaki davadan dolayı .... Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 18.01.2013 günlü ve 2011/762 esas 2013/3 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 27.05.2013 günlü ve 4756-8543 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı (karşı davalı) vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil; karşı dava ise sözleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan Dairenin 07/04/2011 tarihli, 2011/1799 Esas, 2011/3997 sayılı bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonucunda; asıl davada ecrimisil isteminin feragat nedeniyle reddine, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile sözleşmede belirlenen 80.000,00 USD asıl alacağın karşı dava tarihinden itibaren işleyecek TL faizi ile 15.000,00 USD cezai şartın ise karşı dava tarihinden itibaren işleyecek TL faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı ... tarafından karşı davaya hasren temyiz edilmiş, Dairece 27/05/2013 tarih, 2013/4756 Esas, 8543 sayılı bozma ilamında "... kayden davacıya ait 16791 parsel sayılı taşınmazda bulunan 22 nolu bağımsız bölüme, davalı- karşı davacının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın ikamet etmek suretiyle elattığı; karşı davada ise davaya konu sözleşmenin davacı-karşı davalı ...'nin eli ürünü olduğundan, hukuken geçerliliğini koruduğu saptanarak karşı dava ve asıl davada elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı ...'nin karşı davaya yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, Mahkemece verilen 22.07.2010 tarihli ilk kararda davalı – karşı davacı ...'in davasının kısmen kabulü ile sözleşmede kararlaştırılan 80.000,00 TL. (ABD Dolarının TL. karşılığı) ile 10.000,00 TL. cezai şartın davacı- karşı davalı ...'den tahsiline karar verildiği, bu kararın karşı davanın davacısı olan ... tarafından temyiz edilmediği için davacı ... yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle ikinci kararda ilk kararda verilenden daha fazla bir cezai şarta hükmedilemeyeceği dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde davacı aleyhine olacak şekilde 15.000,00 ABD. Doları cezai şarta hükmedilmesinin doğru olmadığı" gereğine değinilerek karar bozulmuş, bozma ilamına karşı davacı (karşı davanın davalısı) ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Hemen belirtilmelidir ki; asıl dava bakımından elatmanın önlenmesinin kabulüne, ecrimisil isteğinin feragat beyanı gözetilerek reddine, karşı dava bakımından da davaya konu sözleşmenin davacı-karşı davalı ...'nin eli ürünü olduğu, hukuken geçerliliğini koruduğu benimsenerek davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşme uyarınca alacağın ve cezai şartın tahsiline karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacı (karşı davalı) Azize'nin diğer karar düzeltme talepleri yerinde değildir.Ancak her ne kadar Dairenin 27/05/2013 tarih, 2013/4756 Esas , 2013/8543 karar sayılı bozma ilamının 5. paragrafında "2-....davasının kısmen kabulü ile sözleşmede kararlaştırılan 80.000,00 TL. ( ABD Dolarının TL. karşılığı)... tahsiline,..." denilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen 17/04/1999 tarihli sözleşmede belirlenen alacağın 80.000,00 USD olduğu ve bunun Türk Lirası karşılığının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken anılan bozma ilamında "..80.000,00 TL. ( ABD Dolarının TL. karşılığı)." şeklinde yazılmasının maddi yanılgıya dayalı olduğu açıktır. Öte yandan bilindiği üzere; mahkemece bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları yararına usûli kazanılmış hak doğuracağı ve bu durumun kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Belirtilen ilke doğrultusunda kurulan hüküm değerlendirildiğinde; mahkemece verilen 22.07.2010 tarihli ilk karar, yalnızca davacı- karşı davalı ... tarafından temyiz edilmiş olup ilk hükümde karşı davada 10.000 TL. cezai şartın karşı dava tarihi olan 04/01/2007 tarihinden itibaren faizi ile birlikte ...'den alınarak ...'ya verilmesi yönünde hüküm kurulduğuna ve bu karar karşı davacı ... tarafından temyiz edilmediğine göre, son verilen kararda davacı karşı davalı ... yararına usûli kazanılmış hak doğduğu hususunun gözardı edilerek ilk kararda hüküm altına alınan cezai şarttan daha fazla cezai şarta hükmedilmiş olması doğru değildirHâl böyle olunca, karşı davanın davalısı ...'ün (6100 sayılı HMK.'nun geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 440. Maddesi uyarınca karar düzeltme isteklerinin açıklanan nedenle kabulü ile Dairenin 27/05/2013 tarihli, 2013/4756 Esas, 2013/8543 sayılı bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Yerel mahkemenin 18/01/2013 tarihli, 2011/762 Esas, 2013/3 sayılı kararının belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.