Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5550 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19349 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 12.10.2012 gün ve 2011/169 Esas 2012/396 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 29.05.2014 gün ve 6940-10671 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, tapuda halen kök muris ... adına kayıtlı olan ve mirasçılar arasındaki rızai ve fiili taksim gereği kendi mirasbırakanları ...'e isabet eden ve onun zilyetliğindeki 473 ada 1 parsel sayılı gecekondulu arsanın ... adına olan mevcut tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tescili isteğiyle eldeki davayı açmışlar, davalılardan bir kısmı davayı kabul etmiş, bir kısmı ise davanın reddini savunmuşlardır. İddianın bu içeriği ve niteliğine göre isteğin muris ...'ün tüm mirasçılarını kapsadığı sabittir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 473 ada 1 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın tarafların kök murisi davacıların dedesi, bir kısım davalılar ... ve ...'in babası ve bir kısım mirasçıların dedesi olan ... adına kayıtlı olduğu, ...'ün 15.10.1982 tarihinde ölümü üzerine alınan ilk veraset ilamına göre mirasçıları çocukları ...(davacıların mirasbırakanı), ..., ... ve kendisinden sonra ölen kızı ... mirasçıları ..., ..., ... ve ...'nin (davalılar) kaldığı anlaşılmakla davanın bu kişiler arasında görülüp sonuçlandırıldığı, ancak daha sonra alınan ... Noterliğinin 16.1.2013 tarihli mirasçılık belgesine göre ise muris ...'ün kızı ...'ın davalılar ..., ..., ... ve ... dışında ..., ..., ..., ..., ... isimli mirasçılarının daha olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, davacıların mirasbırakanı ...'ün ölüm tarihine göre terekesi TMK'nun 701 ila 703 maddelerinde öngörülen elbirliği mülkiyetine tabidir. Bilindiği üzere, el birliği mülkiyetine tabi olan durumlarda ayrık haller dışında (TMK'nun 702/4 fıkrası) tüm mirasçılar tarafından dava açılması asıldır. Bir mirasçının tereke adına dava açması halinde ise, dava dışı mirasçıların açılan davaya muvafakat etmesi veya TMK'nun 640. maddesi gereğince terekeye mümessil tayin edilmesi ile davanın görülebilirlik koşulu bu şekilde yerine getirildiğinde davanın dinlenmesi olanaklıdır.Oysa, eldeki davada dava dışı mirasçı olup, yukarıda değinilen ilkeler gereğince tüm mirasçılar davada yer almadıkça ve usulü işlemler gerçekleştirilip, taraf teşkili (davanın görülebilirlik koşulu) sağlanmadıkça böyle bir davanın görülebilmesi olanaklı değildir. Hâl böyle olunca, öncelikle mirasbırakan ...’ün terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olması ve mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle dava dışı olan mirasçıların da davada yer almalarının sağlanması suretiyle davanın görülebilirlik koşulunun gerçekleştirilmesi ve bu hususta davacılara olanak tanınması, ondan sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.Değinilen husular davalıların karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalıların karar düzeltme isteğinin ( 6100 sayılı HMK'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla ) HUMK''nun 440 maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 29.05.2014 tarihli ve 6940-10671 sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA; Mahkemenin, 12.10.2012 tarihli, 2011/169 Esas, 2012/396 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.