Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5549 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16597 - Esas Yıl 2013





ESAS NO : 2013/16597 KARAR NO : 2014/5549MAHKEMESİ : ERZİNCAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2013/17-2013/607 Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...r'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Talep, tapulama tespit çalışmaları sırasında 156 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olan babası "Mustafa Bal'ın" soyadının hatalı olarak "Ercan" yazıldığı iddiasına dayalı kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesi isteğine ilişkindir. İlgili Tapu Müdürlüğü, iddiaların kanıtlanması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. 3-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak Talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır. 4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 156 parsel sayılı taşınmazın 19/10/1979 tarihli tapulama tespit çalışmaları sırasında Ali oğlu, M. B. adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken hatalı olarak Ali oğlu, M. E. adına tespit ve tescil edildiğinin ileri sürüldüğü, Nüfus Müdürlüğünde yapılan araştırmada Erzincan ili, Merkez İlçesi, Göller köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1877 doğumlu, Ali oğlu, M. E ile 01/07/1895 doğumlu, Ali oğlu, M. B. adıyla kayıtlı kişiler olduğunun saptandığı, başka bir değişle kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir kayıt saptandığı halde kayıt maliki M E. mirasçılarının saptanmadığı, duruşmaya davet edilerek çekişmeli taşınmazla ilgili hak iddialarının bulunup- bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 156 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olup nüfus kaydı saptanan "28411605546 TC kimlik numaralı, Ali oğlu, M.. E.'ın" ölü olduğu gözetilerek yasal mirasçılarının saptanması, duruşmaya çağrılarak, talebe konu taşınmazda mülkiyet iddiasında bulunup- bulunmadıklarının kendilerinden sorulması (mülkiyet iddiasında bulunmaları halinde artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan olmadığından davacı tarafından mülkiyet iddiasında bulunanlar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre ayrı bir dava açılması gerekli olmakla, temyize konu davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi), tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanâat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılıp tespit bilirkişilerinin taşınmaz başında dinlenmesi, çekişmeli taşınmazın davacının murisine ait olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı T.. M..nün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.