ESAS NO : 2013/19220 KARAR NO : 2014/5547 MAHKEMESİ : TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/07/2013NUMARASI : 2010/94-2013/318DAVACILAR : S.. T.. VD. Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; paydaşlararasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu Horasanlı köyünde yer alan 5470, 5373, 2193, 3335 parseller, Uluköy'de yer alan 1269 parsel, M.Köyünde yer alan 843 parsel, G. köyünde yer alan 795 parsel ve Konak Köyünde yer alan 15860 parsel sayılı, elbirliği mülkiyetine tabi, tarla vasıflı taşınmazlarda tarafların mirasbırakanları E. A. T.'in kayıt maliki olduğu, taşınmazların murisin ölüm tarihi olan 23.01.1997'den beri davalılar tarafından gerek tarım yapmak gerekse kiraya verilmek suretiyle kullanıldığı, davacıların murisin ilk eşinden olma çocukları, davalının ise ikinci eşten olma oğlu olduğu anlaşılmaktadır.Davacılar; çekişmeye konu tarla vasıflı taşınmazların davalının kullanımında olduğunu, yararlanmalarına olanak tanımadığı gibi kira gelirinden paylarına isabet eden bedelin de verilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, mahkemece yapılan yargılama sonucunda mirasçılar arasında yapılan harici paylaşımın husumet nedeni ile bozulduğu, daha sonra taşınmazların davalı tarafından kullanıldığının kanıtlanamadığı, önceki döneme ilişkin ise intifadan men olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır. Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Ne var ki; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; çekişmeli taşınmazların tarla vasıflı, olduğu, münavebeli olarak arpa, buğday ve tütün ekimi yapıldığı, davalı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacı tanık anlatımlarına göre murisin ölümünden 2010 yılına kadar taşınmazların davalı tarafından tarım yapmak suretiyle kullanıldığı, davacıların yararlanmasına olanak tanınmadığı, davacılardan Ali'nin iki dönüm yer kullandığını ancak tarihi hatırlayamadıklarını belirtmişler bir kısım davalı tanıkları taşınmazların davalı tarafından kullanıldığını ifade ederken bir kısmının da kimin nereyi kullandığını bilmediklerini ifade ettikleri, mahkemece de "...mirasçılar arasında yapılan harici paylaşımın husumet nedeni ile bozulduğu, daha sonra taşınmazların davalı tarafından kullanıldığının kanıtlanamadığı, önceki döneme ilişkin ise intifadan men olgusunun gerçekleşmediği" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu gerekçenin dosya kapsamına uygun düşmediği açıktır.Hal böyle olunca; mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda tüm paydaşları kapsar biçimde fiili kullanma biçimi veya harici taksim olgusu bulunup-bulunmadığının belirlenmesi, fiili kullanma biçimi veya harici taksim oluşmuş ise kime nerenin kullanımının bırakıldığının açıklığa kavuşturulması fiili kullanma biçimi veya harici taksim oluşmadı ise davacıların taşınmazda kullandığı bir yer olup olmadığının saptanması uyuşmazlığın paylı mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi, başka bir ifadeyle davacılar yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi, davacının taşınmaz üzerinde kullandığı veya kullanabileceği bir yer var ise ecrimisile hükmedilemeceyeği, kullanabileceği yerin bulunmaması halinde ise payı oranında ecrimisile hükmedileceği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yetinilerek ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.