MAHKEMESİ: ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/11/2010NUMARASI: 2008/609-2010/703Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları M.’nın maliki olduğu 6 parsel sayılı taşınmazı dava dışı M.’ya satış suretiyle temlik ettiğini, onun da davalı Ö.’e temlik ettiğini, temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tüm mirasçılar adına payları oranında tescile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında isteklerini bedele dönüştürmüşlerdir. Davalı, taşınmazın maliki olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın husumet nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; somut olayda elbirliği mülkiyeti söz konusu olup dava dışı ortaklar bulunduğu, ayrıca davanın tazminat isteği yönünden de değerlendirilmesi gerekeceği, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da terekeye temsilci atanarak davanın sürdürülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda tereke temsilcisinin beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan davaya onay vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar C. ve Uslu vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra miras bırakan M. K.'ın terekesine atanan tereke mümessili M.K.'e çıkartılan tebligat üzerine duruşmaya icabet eden tereke temsilcisinin 30.11.2010 günlü oturumdaki beyanı esas alınarak mirasçıların bazıları tarafından tereke adına açılan davaya temsilcinin onay vermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar tereke mümessili dışındaki davacılardan C. ve U.. K. tarafından temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak terekeye mümessil tayininden sonra tereke ortağının veya ortaklarının davayı takip yetkisi de ortadan kalkar. Bir başka söyleyişle davacının sıfatı sona erer ve buna bağlantılı olarak da (istisnai durumlar hariç) hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Öte yandan, miras şirketinin (terekenin) temsilcisi olan tereke mümessilinin terekenin hak ve hukukuna uygun düşmeyecek şekilde hareket etmesi ve tereke yararına aykırı işlemde ve beyanda bulunması da doğru değildir. Esasen, Alanya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 02.06.2010 tarihinde kesinleşen 2009/745 esas 2010/294 karar sayılı 05.04.2010 tarihli kararıyla M. K.'ın tüm mirasçılarının katılımı ve isteğiyle ve kendisinin de kabulüyle M.K.'in eldeki dava dosyası için davanın takibi bakımından tereke mümessili olarak atandığı, ancak tereke temsilcisinin tereke menfaatine açılan davayı takiple yükümlü olmasına karşın tanıkmış gibi tereke aleyhine beyanda bulunmuş ve yerel mahkemenin bu beyanların davaya onay verilmediği şeklinde kabul edilerek ittihaz ettiği ret kararını da temyiz etmediğinden, karar bazı mirasçılar tarafından temyiz edilmiştir. Bu durum karşısında ve somut olayın işleyiş tarzına göre, özellikle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaları karşısında mirasçıların kararı temyiz etmelerinde hukuki yararlarının bulunmadığı söylenemez. Diğer taraftan, tereke temsilcisinin mirasçıların iradeleri hilafına, onların olurları alınmadan tereke adına açılan davadan feragatına değer verilemeyeceği gibi, tereke adına açılan ve terekenin hak ve hukuku ile bağdaşmayan tereke temsilcisinin aleyhteki beyanlarının hükme esas alınamayacağı da tartışmasızdır. O halde, tereke temsilcisi olarak atanmanın hukuki sonucu olarak tereke aleyhindeki beyanına itibar edilmeksizin davanın karar celsesinde olduğu gibi tereke temsilcisinin oturuma icabet etmediği halde davalı tarafın davayı sürdürmesi iradesi de gözetilerek ileri sürülen iddia ve savunmalar doğrultusunda delillerin toplanarak işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacılar C. ve Uslu'nun temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.