MAHKEMESİ : TURGUTLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2011NUMARASI : 2010/412-2011/194Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, boşandığı eşi olan davalı Ö.’in kendisini kandırmak suretiyle taşınmazların devrini sağladığını ileri sürmüş, ıslah dilekçesi ile maliki olduğu 1480 ada 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların sahte vekaletname ile önce davalı M.’e onun tarafından davalı Ö.’e ve ondan da davalı N.’ye temlik edildiğini, temliklerin geçersiz olduğunu ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur.Davalılar Ö. ve N., davanın zamanaşımına uğradığını ve iddiaların doğru olmadığını belirterek reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılardan Ö. ve N. yönünden zamanaşımı nedeniyle dava tarihinde ölü olduğu anlaşılan M. yönünden ise, taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava tapu iptal tescil, tazminat isteği ile açılmış, bilahare istek bedele dönüştürülmüş, davalılar M. ve N. aleyhine açılan tazminat istekli dava asıl dava ile birleştirilmiştir.Mahkemece, davalılar Ö. ve N. yönünden zamanaşımı, davalı M. bakımından ise taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların davacı adına kayıtlı iken dava dışı vekil H.. tarafından M.’e, onun tarafından 19.10.1995 tarihinde davalı Ö.’e temlik edildiği, Ö.’in 23 parseli davalı N.’ye temlik ettiği, daha sonra her iki taşınmazın da dava dışı kişilere temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, ölü kişi aleyhine dava açılmasına olanak yoktur. Dava tarihinde ölü olan M. hakkındaki davanın reddedilmiş olması doğrudur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir Reddine,Öte yandan, iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden, davada sahtecilik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bu tür iddia ile önceki kayıt malikleri aleyhine açılan davaların hak düşürücü süre ve zamanaşımına tabi olmadığı kuşkusuzdur. Dolayısıyla BK.’nun 60. maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca, tarafların tüm delillerinin toplanarak işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalılar Ö. ve N. yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.