MAHKEMESİ : KIRIKHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/10/2012NUMARASI : 2010/677-2012/691Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu,açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı, davalının çekişme konusu taşınmaza ekip biçmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Ne var ki; dava dilekçesinde sadece elatmanın önlenmesi isteği yönünden 8.000;00.-TL 'nin dava değeri olarak gösterildiği, ıslah dilekçesinde ise ecrimisil isteği bakımından değer bildirilerek peşin harcın yatırıldığı, yıkım isteği yönünden ise bir değer bildirilmediği gibi yargılama sırasında da elatmanın önlenmesi bakımından dava değeri 111.018.00.-TL olarak saptanmasına karşın bu yönden harç ikmalinin yapılmadığı ve mahkemece elatmanın önlenmesi ile yıkım isteklerinin de kabulüne karar verilmesine rağmen, karar ve ilam harcına sadece kabulüne karar verilen ecrimisil miktarı üzerinden hükmedildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413. (6100 sayılı HMK'nun hükümleri) ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından ibaret olacağı (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30.madde hükmünde de; "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.'nun 409.maddesinde (6100 sayılı Yasanın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan dava değeri üzerinden harç ikmalinin sağlanması, yıkım isteği bakımından da dava değerinin saptanarak yukarıdaki açıklamalar uyarınca gerekli harcın alınması ve ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedeni uyarınca diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.