Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5492 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3018 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: BATTALGAZİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 01/04/2004NUMARASI: 2000/22-59Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, davaya konu taşınmazın tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve zilyetliklerinde bulunduğu halde, kadastroca tapu dışı bırakıldığını, sonradan da idari yoldan Hazine adına tescil edildiğini ileril sürerek, tapu iptali tescil istemişlerdir.Davalı Hazine, taşınmazın öncesinin mer'a iken ihdasen tescil edilidğini belirtip, davanın reddini savunmuş, davalı belediye davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, taşınmazın mer'a paftası içerisinde kaldığı, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu kaydına ve zilyetliğe dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmaz bölümünün Hazine adına tescil edilen 1046 sayılı parsel içerisinde tesbit gördüğünü, tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak Hazine parseli içerisinde tesbit edilen bu bölümün sicil kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Ne var ki, mahkemece hükme yeterli gerekli araştırma inceleme ve uygulama yapılmamış, dayanak tapu kaydı getirtilmediği gibi, keşifte de mahalline uygulanmamıştır.Bilindiği üzere, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa, öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, tedavül kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan ve dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınırın yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi ; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı ve doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur. Hal böyle olunca, dayanak tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi, yeniden keşif yapılmak suretiyle yukarıdaki ilkeler çerçevesinde mahalline uygulanması, uzman bilirkişilere keşfi izlemeye ve uygulamayı denetlemeye imkan tanıyan krokili rapor düzenlettirilmesi, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve uygulama ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.