Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 546 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20956 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2013/10-2014/540Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, kayıt maliki ile davacıların kök murisinin aynı kişi olduğu iddiasına dayalı tespit ve tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2657 parsel sayılı taşınmazın Hüsnü Mirasçıları adına kadastro tespiti ile 29.05.1972 tarihinde tescil edildiği, davacıların kayıt maliki Hüsnü’nün miras bırakanları H..C.. olduğu ve onun ölümü ile de mirasçılarının oğlu H..B.. ve eşi Saniye olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktar??mına neden olunmaması gerekir.Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava takip yetkisi vardır.Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtlar?? ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Somut olayda, kadastro tutanağında tapu kaydı bulunmayan dava konusu 2657 parselin Paytoncu Hüsnü'nün zilyetliğinde olduğu, 1969 yılında öldüğünün belirtildiği, nüfus kaydına göre de davacıların murisi H..C..'nin 15.02.1969 tarihinde öldüğü, keşifte dinlenen tanık Yılmaz'ın davacıların murisinin faytonculuk yaptığını bildiğini ve taşınmazın davacılar ve üst soyları tarafından kullanıldığını belirttiği anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, tapu kayıt maliki Hüsnü'nün davacıların mirasbırakanı olduğu, dava konusu taşınmazın H..C..mirasçıları dışında hak sahibinin olmadığı anlaşıldığı saptandığı halde yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.