MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2008NUMARASI : 2006/191-2008/212Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı Hazine, 338 ada 2.kat 25 kapı nolu taşınmazın 10 yılı aşkın süredir kayyım ile idare edildiğini ileri sürerek gaiplik ve tescil isteminde bulunmuş, birleşen davanın davacısı vakıflar idaresi ise, taşınmazın Gazi Piyale Paşa Vakfından olduğunu bildirip, gaiplik ve taşınmazın mahlulen Gazi Piyale Paşa Vakfı adına tescilini istemiştir.Davalı, davacının iddiasını kanıtlaması gerektiğini belirtmiştir.Hazinenin davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar 2.Hukuk Dairesince “....dava konusu taşınmazın tapu kaydında vakıf şerhinin yer aldığı gözetilerek tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte celbedilmesi vakfın nevinin belirlenmesi husumetin vakıflar idaresine yöneltilip gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken....” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın açılmamış sayılmasına; Birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı Hazine ve kayyım vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, gaiplik ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delilerden; çekişmeli taşınmazın Gazi Piyale Paşa Vakfından icareli olup, on yılı aşkın süredir kayyım ile idare olunduğu anlaşılmaktadır.Hazine aleyhine açılan ve birleştirilerek görülen dava kabul edilmiş ve Hazine aleyhine Avukatlık Ücretine hükmedilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; bu tür davalar hasımsız olarak da açılabilir. Ne varki, Hazine taşınmazın tescili isteğinde bulunarak muaraza yaratmış ve Hazine davasının açılmamış sayılmasına karar verilinceye kadar davaya karşı koymuştur. Bu durumda, avukatlık parasından sorumlu tutulması doğrudur. Öte yandan, davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü 5018 Sayılı Yasa gereğince Özel Bütçeli Kamu Kuruluşu olup 6760 Sayılı Kuruluş ve Teşkilatı hakkındaki kanun ve 492 Sayılı Yasada Vakıflar Genel Müdürlüğünün mahkeme (yargılama) harçlarından muaf olduğuna dair yasal bir düzenleme mevcut değildir, 2762 Sayılı Kanunun 8.maddesinde vakıfların doğrudan doğruya hayrattan olan gayrimenkulleri bakımından bazı ilkeler belirlendikten sonra bu nitelikteki taşınmazların vakıfların istemesi üzerine vakıflar adına tapuca tescil olunacağı ve tescil işleminde hiçbir resim ve harcın alınmayacağı öngörülmüştür.Anılan düzenlemedeki amacın, tapu idaresinin gerçekleştireceği tescil işlemi, başka bir ifadeyle, taşınmazların vakıf adına sicilinin oluşturulmasına ilişkin idari tasarruflar olduğu ve bu işlemlerin hiç bir resim veya harca tabi olmayacağının vurgulandığı tartışmasızdır. Kaldı ki, 27.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Yasanın 77. maddesinde öngörülen “….. Tüm iş ve işlemleri her türlü vergi, resim ve harç ve katılım payından istisnadır” şeklindeki düzenlemenin H.G.K.’nun 24.12.2008 tarih 18-777 esas, 2008/788 sayılı kararı gereğince mahkeme (yargı) harçları ile ilgili olmadığı açık olmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile Vakıflar idaresi harçtan sorumlu tutulmadığı gibi alınan harcın iadesine karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.