Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5440 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4647 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: KESTEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2008/158-2009/271Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 132 ada 38 parsel sayılı taşınmazın 966,35 m²'lik bölümünün kadastroca 132 ada 37 nolu parsel maliki olan davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, anılan bölümün tapusunun iptaliyle adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ıslah ile elatmanın önlenmesi ve beton duvar ile tel örgünün yıkımına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne; yıkım isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil, ıslah ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; 04.2.1948 tarih 10-3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere dava açıldıktan sonra sebebinde, konusunda delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yolu ile düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Kaldı ki, HUMK.'nun 185.maddesinin 2.bendinde davacının karşı tarafın rızası olmaksızın ıslah yolu ile davasının mahiyetini tebdil edebileceği kabul edilmiştir.Somut olayda; davacı maliki olduğu 132 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit çalışmalarında 966.35 m² lik bölümünün 132 ada 37 nolu parsel maliki olan davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, mahkemece, yapılan uygulama neticesinde alınan teknik bilirkişi raporunda 34.69 m² lik bölümün 132 ada 38 nolu parsele tecavüzlü olduğu bildirilmiş, davacı da bunu gözetmek suretiyle davasını ıslah ederek isteğini elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine hasretmiştir. Öyle ise, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca başlangıçtaki tapu iptal ve tescil isteğinin ıslah yolu ile elatmanın önlenmesi ve yıkıma çevrilmesine yasal bir mani bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, ıslah sebebiyle davacının ıslah harcını yatırması sağlanmalı ve ondan sonra elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği bakımından bir karar verilmesi gerekirken, anılan bu ilke ve olgular gözardı edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının doğru olduğu söylenemez.Tarafların, temyiz itirazları bu yön itibarıyla yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.