Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5423 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5014 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/11/2013NUMARASI : 2011/445-2013/712Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.. ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tecsil isteğine ilişkindir.Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 480 ada 4 parsel sayılı taşınmaz tapuda 15.07.1970 tarih 58 sıra numarası ile mirasbırakan H.. D.. adına kayıtlı iken, 13.10.1987 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, mirasbırakan tarafından haricen davalı Haney'e 1975 yılında satıldığı bildirilmek ve tutanağın ön yüzüne de H.. D..'ın bu husustaki beyanı ve imzası alınmak suretiyle davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, gerek 1.4.1974 gün 1/2 gerekse 16.3.1990 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında açıkça vurgulandığı üzere muris muvazaası “bir kimsenin mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin 818 sayılı BY'nın 18 (6098 sayılı TBY'nın 19. maddesi dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu olarak tanımlanmaktadır.Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi “ Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur.” düzenlemesini getirmiş olup, davalının, taşınmazı kadastro tespit tarihine kadar 10 yıl süre ile nizasız, fasılasız ve çekişmesiz olarak kullandığı tartışmasız olup, 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır../..Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.