Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5419 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 5477 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/02/2011NUMARASI : 2010/655-2011/23Yanlar arasında görülen elatamanın önlenmesi, yıkım davasının yargılaması sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekillerince tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacılar, komşu parseldeki davalı vakıflar idaresine ait binanın çatısında bulunan diğer davalı şirkete ait baz istasyonunun insan sağlığına zararlı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.Nevar ki, mahkemece yerinde keşif yapılmaksızın benzer nitelikteki dosyada bulunan bilirkişi raporuna değinilerek davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. O halde; mahkemece,uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde keşif yapılması, yukardaki ilkeler uyarınca, çekişme konusu baz istasyonunun çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde kullanılması için davalı tarafından alınması gereken önlemlerin nelerden ibaret olduğu ve zararın nasıl giderileceği yönünde bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınması, önerilecek önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hükmedilmesi, eğer başka şekilde zararın giderilmesi mümkün değilse ancak baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilebileceği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.5.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.