Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 541 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 9759 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/05/2008NUMARASI : 2006/384-2008/173Taraflar arasında görülen davada; Davacı, adına kayıtlı 1414 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma aktiyle davalıya devretme niyetinde olduğunu, ancak, davalı tarafından kandırılarak taşınmazın satış suretiyle intikalinin sağlandığını ileri sürerek, davalı adına olan kaydın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, hak düşürücü sürenin sözkonusu olduğunu, davacının bedeli karşılığı kendisine sattığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının amacının bakım karşılığı taşınmazını devretmek olduğu, iddialarını kanıtladığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.1.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ş.Ö.ile temyiz edilen vekili Avukat R. B. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, hata ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 1414 parsel sayılı taşınmazın davacı H.ye ait iken intifa hakkını üzerinde bırakıp, çıplak mülkiyetini kızı S.. intikal ettirdikten sonra, tekrar satış suretiyle H.'ye devrettiğini ve H.'nin 17.10.2002 tarihinde satış ile kardeşinin oğlu olan davalı Z.'ya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, okuma yazma bilmediğini, yaşlı ve psikolojik yönden rahatsız olduğunu, esasen ölünceye kadar bakma akdi ile devredeceği yerde, hataya düşürülerek ve kandırılarak satış suretiyle temlikinin sağlandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalı tarafın Borçlar Kanununun 31.maddesinde öngörülen 1 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğine mütedair savunmasına mahkemece, davalının davacıya bakmadığı ve ilgilenmediği tarih ıttıla tarihi kabul edilerek, dava tarihine göre sürenin geçmediği benimsenerek işin esası bakımından hüküm kurulmuştur.Oysa davacının da taraf olduğu İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde rüyet edilip 4.3.2004 tarihinde karara bağlanan 2002/141-Esas 2004/117 Karar sayılı dosyası ile ilgili, 17.1.2003 tarihli oturumdaki davacı H.'nin vekili Avukat B.K. tarafından yapılan beyanda " 1414 parsel Z... A...'a satıldı Z...A.la ilgili olarak yeni bir dava açıp, bu dava ile birleştireceğiz" şeklinde bildirimde bulunmuştur.Anılan bu beyan gözetildiğinde mahkemenin hileye ıttıla tarihinin bakım ve gözetilmeye son verildiği tarih olarak kabulünün doğru olduğu söylenemez.Ne varki, mahkemece yukarıda değinilen dava dosyasındaki beyan dikkate alınmamış ve değerlendirilmemiştir.O halde, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.