Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5406 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19945 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, birleştirilen el atmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davanın davacısı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ile temyiz edilen davalı karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat, davalı ... vekili Avukat, davalı ..., davalı ..., davalı ..., davalı ..., davalı ... gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .. ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleştirilen dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince yapılan inceleme ve araştırma neticesinde asıl davada davalı ...'in kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği benimsenmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının birleşen dava dosyasındaki temyiz itirazlarına gelince;Dosya içeğinden ve toplanan delillerden; davaya konu 1000 ada 2 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu ve 1000 ada 93 ve 8872 ada 2 sayılı parsellerin oluştuğu, 8872 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı ... ve dava dışı kişilerin paydaş kılındıkları, davaya konu binanın ise dava dışı kişiler adına kayıtlı olan 1000 ada 93 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usûl Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usûli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usûl kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Hâl böyle olunca, davaya konu binanın imar uygulaması sonucunda dava dışı kişiler adına tapuda kayıtlı olan 1000 ada 93 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı sınırları içerisinde kaldığı saptandığından HMK'nın 125/2.maddesi hükmü uyarınca bu yöndeki usûli eksiklik giderildikten sonra 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi de değerlendirilerek işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.