MAHKEMESİ: ANKARA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 09/11/2010NUMARASI: 2009/248-2010/426Taraflar arasında görülen davada;Davacı O..., miras bırakan C... A...’ın mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu 12 parseldeki 26 nolu bağımsız bölümü ve 20 parselde bulunan binadaki 15 kapı nolu daireyi satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece, “temyiz aşamasında davacı O... A... verdiği 02.03.2009 tarihli dilekçe ile; açmış olduğu davadan 12 parselde bulunan 26 nolu bağımsız bölüm yönünden feragat ettiğini bildirmiş, daha sonra davacı O... A...’ın mirasçısı olduğunu belirten M... A..., 09.04.2009 havale tarihli dilekçesinde; davacının 16.03.2009 tarihinde öldüğünü, ekli veraset ilamı uyarınca mirasçı olarak kendisinin ve kardeşi M... A...’ın kaldığını, davadan davalı K... A..’a ilişkin olan 20 parsel sayılı taşınmazda bulunan 15 numaralı daire yönünden payı oranında feragat ettiğini bildirmiştir. Bilindiği üzere; feragat kat’i hükmün hukuki neticelerini doğurur ve davanın her aşamasında başka bir ifadeyle yargılama sonuçlanıp hükmün kesinleşme tarihine kadar davadan feragat edilebilir. O halde, mahkemece feragat dilekçeleri değerlendirilerek bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı K... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, temyiz aşamasında verilen feragat dilekçelerinin değerlendirilmesi gereğine değinen daire bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan C...’in çekişme konusu 13835 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki 18/504 payını 16.09.2004 tarihli akitle davalı Keriman’a, 12 parsel sayılı taşınmazdaki 26 nolu meskeni ise 25.09.1990 tarihli akitle davalılar K... ve C...’e eşit şekilde satış suretiyle temlik ettiği, davalı K...’ın da, 26 nolu meskendeki ½ payını 26.07.1994 tarihli akitle satış suretiyle davalı C...’e temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı O..., anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, ilk hükümden sonra 02.03.2009 tarihli beyanıyla davalı C...’e temlik edilen 26 nolu bağımsız bölüm bakımından davasından feragat ettiğini bildirdiği ve akabinde 08.04.2009 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarının davaya devam ettikleri, davacı mirasçılarından M...’in de 09.04.2009 tarihli dilekçesi ile davalı K...’a yapılan 20 parsel sayılı taşınmazdaki pay temliki bakımından miras payı oranında davadan feragat ettiğini belirttiği görülmektedir. Bilindiği üzere, feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur. Mahkemece, davacı mirasçısı M...’in feragat beyanı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; dosya kapsamı ile miras bırakanın davalı Keriman’a yaptığı 20 parsel sayılı taşınmazdaki pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle davanın anılan taşınmaz bakımından kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı K...’ın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalı K...’ın öteki temyiz itirazlarına gelince; çekişmeye konu edilen 20 parsel sayılı taşınmazda murisin 18/504 payını davalı K...’a satış suretiyle temlik ettiğine göre kabul kapsamına alınması gereken miktarın anılan pay olacağı açıktır.Diğer taraftan; dava değerinin dava konusu taşınmazda temlike konu paydan çekişmeye konu edilen miras payı değerine göre belirlenmesi gerektiği de yargısal uygulama ile kabul edilmiştir.Hal böyle olunca; davacı mirasçısı M...’in feragat beyanı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi ile davanın çekişmeye konu 20 parsel sayılı taşınmazdaki temlike konu pay bakımından davacı M...’nin miras payı oranında kabulü yönünde hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, yukarıda açıklandığı şekilde belirlenecek dava değerine göre yargılama sırasında harcın ikmal edildiği gözetilerek harç ve avukatlık parasının hüküm altına alınması yerine yüksek harç ve vekalet ücreti takdiri de doğru değildir. Davalı K...’ın, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.