Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5384 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 4644 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/09/2008NUMARASI : 2002/1264-2008/293Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 7224 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davalının bina yapmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine, muhtesatın yıkımına ve 1.050.600.000.-TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmaz yönünden imar affı müracaatının olduğunu, belediyenin taşınmaz bedelini tahsil ettiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının yapılanmak suretiyle kullandığı, 4916 sayılı yasa yönünden davalının müracaatı olup davacı idare ile hazine arasındaki idari işlemlerin devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu,davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı,taşınmazın bir bölümünü yapılanmak suretiyle işgal ettiği,mahkemece davanın ecrimisil isteği yönünden kabul edilip diğer istekler yönünden reddedildiği ve hükmün davacı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi,4916 sayılı yasanın 35.maddesi, fuzuli şagillerin 4 ay içinde müracaat etmeleri halinde idare ile kira sözleşmesi yapılabileceğine ilişkindir. Bu hükmün amir nitelikte olmadığı tartışmasızdır. Somut olayda, Hazine ile davacı Vakıflar İdaresi arasında yapılması amaçlanan takas ve trampa tescil işlemlerinin gerçekleştirilememesi sonucu akim kalmıştır. O halde, davalının işgalinin halen geçerli bir nedene dayalı olduğu söylenemeyeceği gibi anılan hükmün uygulama yeri ve olanağı kalmadığı da sabittir.Hal böyle olunca; davacının kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle mutlak olarak elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.