Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5350 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3596 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/07/2005NUMARASI : 1998/465-399Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalılar adına kayıtlı .parsel sayılı taşınmazın 465m2’lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan kısmın tapu kaydının iptali ile el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Davalılardan bir kısmı, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın 326.55m2’lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, tapu iptali, terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; getirtilen kayıt örneğinde çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olduğu görülmektedir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın krokisinde (A) ile gösterilen bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı uzman bilirkişi aracılığıyla bilimsel verilere uygun olarak 28.11.1997 tarih ve 5/3 Sayılı İnançları Birliştirme Kararı da gözetilmek suretiyle kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendiğine göre, bu bölümle ilgili olarak taşınmazın tapusunun iptali ile elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesinde, diğer bölümün ise kıyıda kalmadığı saptanarak hakkında davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ne varki, dava kısmen kabul edildiğine göre, bu bölüm için keşfen saptanan değer üzerinden davacı yararına vekalet ücreti tayin ve takdir edilmemesi doğru değildir.Bilindiği üzere; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda davanın sonucuna göre taraflar adına hükmedilecek vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması zorunludur. Taşınmazlarla ilgili davalarda vekalet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan miktardır.Her iki tarafın da harca tabii olması durumunda yukarıda belirtilen ilkelere göre vekalet ücretinin hesaplanacağı tartışmasızdır.Ancak özellikle gerek 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesine göre harçtan muaf olan Hazinenin, gerekse özel yasalarına göre yine yargı harcından muaf tutulan kuruluşların dava açılırken harç yatırmaları gerekmediği gibi bunun sonucu olarak mahkemece keşfen belirlenen değere göre de harç tamamlamalarından söz edilemez.Diğer yandan, karşı tarafa da yasadan kaynaklanmayan böyle bir sorumluluk yükleyerek davanın devamı sırasında harcı tamamlattırmak da mümkün değildir.Bu özel durum dikkate alındığında vekalet ücretinin hesabına esas alınacak dava değerinin mahkemece keşfen belirlenen değer olduğunun kabulü gerekir.Kaldı ki dava konusu taşınmazın değerinin saptanması mahkemenin kendiliğinden gözeteceği bir husustur.Öyle ise davacısının harçtan muaf olduğu davalarda yapılacak iş,dava dilekçesindeki değerden az veya çok olsun mahkemece resen belirlenen gerçek değer üzerinden dava sonucuna göre vekalet ücretine hükmetmektir. Somut olaya gelince; Davacı Hazine 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesine göre harçtan muaf olup keşfen belirlenen değere göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir iken dava dilekçesindeki değer üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması doğru olmadığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bu hususa hasren BOZULMASINA, 14.5.2007 tarihinde HUMK.'nun 428.maddesi gereğince tarihinde oybirliğiyle karar verildi.