Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5344 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4470 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: LÜLEBURGAZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/10/2009NUMARASI: 2009/67-2009/421Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 197 ada 3 parsel zemin kat 1 bağımsız bölüm nolu dükkanına davalının kırtasiye olarak işletmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Davalı adına babası A.D. tarafından davaya yanıt verilmiş olup, çekişmeli taşınmazı kendisinin davacıdan kiraladığını, aralarında yazılı kira akdi bulunduğunu ve kira bedellerini düzenli ödediğini, kendisi adına sigorta ödeyebilmek için işyerinin ruhsatını davalı 12 yaşındaki kızı adına aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının 24.6.1998 doğumlu olduğu, babası ile davacı arasında kira sözleşmesi düzenlenmiş olup, davalının babasının tarafı olduğu kira sözleşmesine konu olan yerde aile ferdinden olması nedeniyle bulunması ve oturmasının tabi olduğu, taraflar arasındaki ilişkiye 6570 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye davalarının Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.“Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkiye 6570 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği ve kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı ya da davalının teban hareket ettiği kişiyle kira sözleşmesi yapılmış olup olmaması; elatmanın önlenmesi isteğini içeren davada, iddiaya göre davacının haklı olup olmadığının değerlendirilmesinde önem taşır. Diğer bir deyişle, davalının taşınmazı kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı olarak tasarruf etmesi davanın reddini, bu tür bir ilişkinin bulunmaması halinde ise davanın kabulünü gerektirir.Somut olay bu açıdan değerlendirildiğinde, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasında yasaya aykırı bir yön yoktur. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.Öte yandan, davalının doğum tarihi 24.06.1998 olup, velayeti dosyadaki nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığına göre M. İ.(D.)’a verilmiştir.O halde, olayda tarafta yanılgı değil eksiklik söz konusu olduğundan, davalının velisine tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.