MAHKEMESİ: BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/09/2011NUMARASI: 2009/570-2011/477Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, yıkım davasının yapılan yargılamasında mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından süresinde temyizi üzerine dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'ın raporu okundu, düşüncesi alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.İddianın içeriği ve niteliğine göre; taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanunu'nun 737. ve devam eden hükümlerinde öngörülen komşuluk hukukundan kaynaklandığı, cep telefonu ile haberleşmeyi sağlayan baz istasyonlarının çalışmasından kaynaklanan bir zararın doğup- doğmadığı ve giderilmesi konusunda ne gibi önlemlerin alınması gerektiği noktasında toplandığı açıktır. Hemen belirtilmelidir ki, baz istasyonu adı verilen tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı ve hizmet verildiği kuşkusuzdur. Ancak bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Buna göre, hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. Öte yandan, hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemeyeceği gibi yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın sağlığından olması uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. Öyleyse, böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınmasının zorunlu ve kaçınılmaz olduğu da tartışmasızdır.Konuyla ilgili "Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelikte" bir kısım usul ve esasa dair düzenlemelere yer verilmiş olup, Yönetmeliğin 12. maddesinde ölçüm yapacak personelin nitelikleri belirtilmiş ve 11. maddesinde de ölçümde kullanılacak cihazların ne olacağı belirtildikten sonra nitelikleri ve özellikleri sayılmıştır.Somut olaya gelince; çekişme konusu tesisin "Transmisyon Sistemi" olduğunu ve keşfen elde edilen değerlerin Yönetmelikte belirtilen elektromanyetik şiddete ilişkin limit değerlerinin altında bulunduğunu açıklayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.Oysa ki; baz istasyonlarının yaydığı radyasyonun, yönetmelikte belirtilen sınır değerlerinin altında bile olsa sorumluluğun, kusura dayanmayan tehlike sorumluluğu olduğu gözetildiğinde; çekişmeye konu baz istasyonunun konumu itibariyle insanların yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri yer içerisinde kurulduğu ileri sürüldüğü halde, mahkemece bu husus üzerinde durulmadığı, saptanan radyasyon değerlerinin uzun sürede kişi ve çevreye zarar verip vermeyeceği, daha uygun ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulmasının mümkün olup-olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen niteliklere haiz bilirkişiler ile uzun süreli radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirebilecek uzman kişinin de aralarında yeraldığı bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacıların evleri ile çekişme konusu baz istasyonunun konumlarının belirlenmesi, aynı Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen ölçüm cihazları vasıtasıyla gerekli ölçümlerin yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden tesislerin bulunduğu ve kurulduğu yer bakımından kurulma amacına uygun olarak işletilmesi halinde, uzun sürede kişi ve çevreye zarar verip vermeyeceğinin de üzerinde durularak daha uygun ve yerleşim çevresinden daha uzakta kurulmasının mümkün olup olmadığı hususlarında özellikle halk sağlığı uzmanından rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.