MAHKEMESİ: OSMANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/06/2007NUMARASI: 2000/1131-2007/283Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanları D. D.'in ölümünden önce 147 ada 41 parsel sayılı taşınmazını muvazaalı olarak aslında bağışladığı halde satış göstererek davalı oğlu İ. temlik ettiğini, 48 nolu parselini davalı kızı A.'ye, 51 nolu parselini advalı oğlu Ş.karşılıksız bağışladığını ileri sürüp, 41 parselin tapu kaydının iptali ile yeniden muris adına tescilini, olmazsa tenkisini, 48 ve 51 parsel sayılı taşınmazların tenkisine karar verilmesini istemişler, birleşen davanın davacısı İ. D., annesi D. D.'e ait 51 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı Ş.. adına tespitinin doğru olmadığını ileri sürüp, tapu kaydının ipatli ile muris adına tescilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.1995/213 esas ayılı dosyada davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, " murisin başka taşınmazları bulunup bulunmadığının, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılıp yapılmadığının, mirasçılar arasında denkleştirme amaçlanıp amaçlanmadığının araştırılması sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 2002/754 ve 2003/738 esas sayılı dava dosyaları ile birleştirildikten sonra mahkemece, miras bırakanın mirasçıları arasında hak dengesini gözetir, kabul edilebilir ölçüde paylaştırma yaptığının anlaşıldığı gerekçesiyle, birleşen davaların tümünün reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili ile karşı davacı İ.D. tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, tebligat giderleri karşılanmadığından duruşma isteği reddedilerek, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, 41 parselle ilgili olarak muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı miras bırakan adına tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis; 48 parsel yönünden münhasıran tenkis, 51 parsel için ise tenkis ve kadastro öncesi nedene dayalı keza miras bırakan adına iptal tescil isteklerine ilişkindir.Yargılama sırasında, Türk Medeni Kanununun, 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanmış, ne varki, temsilci tarafından vekalet verilmek suretiyle davayı yürüten avukat davadan çekilmiş mümessil de davayı takip etmemiştir. Bilindiği gibi, temsilci atanmakla mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve davayı takip yetkisi mümessile geçer. Aynı zamanda, tereke temsilcisi mirasçılara karşı vekalet hükümlerine göre sorumludur. Bütün işlemleri yapma yetkisi de tereke temsilcisine aittir. Tereke temsilcisi, davayı takip etmediğine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davası ile kadastro öncesi nedene dayalı olarak 51 parsele yönelik davacılar açısından HUMK'nun 409. maddesi gözetilmek suretiyle işlem yapılması zorunlu hale gelmiştir. Tenkis isteklerine gelince, her nekadar mahkemece denkleştirme olgusu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de tüm mirasçıları kapsayacak şekilde bir paylaştırma yapılmadığı (davacılardan N.e herhangi bir temliki işlemin yapılmadığı gözetildiğinde) yöntemine uygun denkleştirmeden sözedilemeyeceği açıktır. Ancak, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre olayda tenkis koşullarının da oluştuğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde, tenkis isteğinin reddedilmiş olması bu nedenle doğrudur. Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Tüm bu nedenlerle, 41 ve 51 parseller açısından iptal ve tescil davaları yönünden HUMK'nun 409.maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, anılan kural gözardı edilerek ve dosyada belirlenen olgulara uymayacak bir gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Taraflarların, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.