MAHKEMESİ: MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/11/2011NUMARASI: 2008/649-2011/924Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında mahkemece davanın davalılar S. ve O.hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine; diğer davalı aleyhinde ise asıl ve birleşen dosya davacılarının miras payları oranında iptal ve tesciline dair verilen kararın davalı Ü.C. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.05.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil Ü.C. ve vekili Avukat A. B.ile temyiz edilen davacılardan E.B. ve vekili Avukat N. Sayın geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı asiller O.ve S. A.gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Asıl dava, tapu iptali ve tescil; birleşen dava ise, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmi??tir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların miras bırakanı R.’nin 25.09.2007 tarihinde vekil kıldığı S. tarafından 1095 parsel sayılı taşınmazının 02.10.2007 tarihinde satış suretiyle davalı O.’a temlik edildiği, O.’un da taşınmazı 10.10.2007 tarihinde diğer davalı Ü.’a aynı şekilde devrettiği ve miras bırakan R.’nin 13.08.2008 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.Davacı H. asıl davasında, miras bırakanın sağlığında taşınmazlarını mirasçıları arasında taksim ettiğini ve çekişme konusu taşınmazın kendisine bırakıldığını, oysa davalılardan S.’in ikrah suretiyle elde ettiği vekaleti kullanarak taşınmazı temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, taşınmazın müstakil olarak adına tescilini istemiş; R.’nin dava dışı mirasçısıyla beraber asıl dosya davacısı H. dışındaki diğer mirasçıların açtıkları birleşen davada da, aynı vakıalar belirtilerek pay oranında iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde vekilin yapmış olduğu temlikin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu ve son elin de TMK.nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen dosya davacılarının miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiş olup, hüküm sadece davalı Ü.vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, davacı H.’ın kararı temyiz etmemiş olması nedeniyle, çekişmeli taşınmazın müstakilen kendi adına tesciline ilişkin iddiasından vazgeçmiş ve diğer davacıların iddiasını benimsemiş olduğunun kabulü gerekir. Miras bırakan R. 13.08.2008 tarihinde ölmüş olup, asıl ve birleşen davaların davacıları dışında H.C. isimli mirasçısının da bulunduğu mirasçılık belgesiyle sabittir. Ölüm tarihine göre terekesi Türk Medeni Kanununun 701 ilâ 703. maddelerinde öngörülen elbirliği mülkiyetine tabidir. Bazı istisnai haller haricinde (örneğin muris muvazaası) terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması sebebiyle pay oranında açılan davanın dinlenemeyeceği tartışmasızdır.Öyleyse davadaki iddianın niteliğine göre tereke adına açılması gerekeceği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalı Ü.’ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.