Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5304 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16421 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : HADİM SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2012NUMARASI : 2009/138-2012/87Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza ve kadastral yola el atmanın önlenmesi, eski hale getirme bedelinin tazmini isteklerine ilişkin olup mahkemece, davalılara ait binanın davacının taşınmazına tecavüzünün bulunmadığı, davacının yola vaki tecavüz iddiası bakımından ise husumetinin olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 566 parsel sayılı taşınmazın davacıya, bu taşınmaza komşu 567 sayılı parselin müştereken davalılara ait olup davalıların kendilerine ait 567 parsel sayılı taşınmaz içine yaptıkları binayı tasarruf ettikleri, 11.7.1996 tarih, 44 sayılı Belediye Encümen Kararında, '' davalı H.'in yaptığı inşaatın Belediyeye ait boşluğa tecavüz ettiği anlaşıldığından, tecavüzlü 11 m2'lik yerin H.e satılmasına'' karar verildiği, davacının, davalılar tarafından yapılan bu binanın hem çaplı taşınmazına, hem de genel yola tecavüzlü olduğu iddiasıyla eldeki davayı açtığı görülmektedir. 1- Dosya kapsamına ve bilimsel verilere uygun olarak yapılan araştırma ve uygulama sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre davalılara ait binanın davacının 566 parsel sayılı taşınmazına müdahalesi olmadığı saptanarak, bu yönden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu husustaki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.2- Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen yol taraflara değil kamuya ait bir bölümdür. Genel yoldan yararlanma hakkı bulunan davacının yola elatmanın önlenmesini istemesinde yasal bir engel yoktur.Hal böyle olunca, davacının yol bakımından istekte bulunmasında davacılık sıfatının bulunduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi, 11.7.1996 tarih, 44 sayılı Belediye Encümen kararı uyarınca davalılar adına sicil oluşup oluşmadığının araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.