Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5302 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5302 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2009NUMARASI : 2006/320-2009/287Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakanları İ.Ö.'ın ilk eşinden olan çocuğundan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak malvarlığının büyük bir bölümünü ikinci eşinden olan çocukları davalılara satış göstererek temlik ettiğini, çekişme konusu bir kısım taşınmazların ise bedelini muris ödediği halde davalıların annesi adına tapuya tescil edildiğini ileri sürüp, tapu kaytılarının iptali ile mirasçılar adına tescilini olmazsa tenkis istemiştir.Davalılar, satış işlemlerinin bedeli karşılığında ve gerçek olduğunu, anneleri Ö.'den kalan malların kendilerine Miras yolu ile muris İ.'ın mirasın reddi talebinin tescili ile intikal ettiğini, sadece Hırdavatçılar çarşısındaki iki dükkandaki murisin ¼ payının satışı sonrasında davacıya ait payın ödendiği kanıtlanamazsa tenkise tabi olabileceği, başka hiçbir yerde muvazaa ya da tenkise tabi bir tasarruf bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tarafların murisi İrfan'dan davalılara satış yoluyla intikal eden taşınmazların danışıklı devredildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar ve davacı vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.7.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil K.Ö.ve vekili Avukat N.Ö.ile yine temyiz eden asil S.Ö.ve vekili Avukat S. Ö. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere, özellikle mirasbırakanın kabul kapsamına alınan taşınmazlar bakımından yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddine ve aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA.Davacının temyiz itirazına gelince; mahkemece 9064 ada 32 parseldeki kat irtifaklı binanın üzerine arsa payı tahsis edilerek ilave edilen 9 nolu bağmısız bölümün davalı H. S. tarafından yapıldığı gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. Oysa mirasbırakan İ.Ö.tarafından 32 parsel sayılı taşınmaz 8.12.1992 tarihinde kat irtifaklı olmak koşulu ile üzerindeki bağımsız bölümlerle birlikte davalılarca temlik edilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 684.maddesi hükmü uyarınca bina mütemmim cüz ilkesi gereğince zeminin mülkiyetine tabidir. Bunun istisnasını 634 sayılı Kat mülkiyet kanununda öngörülen kat irtifaklı veya kat mülkiyeti kanununda öngörülen kat irtifaklı veya kat mülkiyetine geçilmiş bağımsız bölümler oluşturur. Oysa temlik tarihinden sonra mevcut binaya ilave kat çıkılarak arsa payı verilmek suretiyle 9 nolu bağımsız bölüm oluşturulmuş bu husus gerçekleştirilirken binadaki diğer bağımsız bölümlerin arsa payları azaltılmıştır. Öte yandan, her ne kadar söz konusu 9 nolu bağımsız bölümün davalılardan H.S.tarafından yapıldığı savunması mahkemece davanın reddi gerekçesi yapılmışsa da gerçekten de bu bölümün adı geçenin gerçekleştirildiği dosya kapsamıyla tereddüt uyandırmayacak şekilde açık ve sarih değildir. Kaldı ki, anılan bölüm bakımından intifa hakkı sahibi mirasbırakan adına yapı kullanma izni verilmiştir. Mülkiyetle ilişkisi temlikle kesilen kişi üzerine böyle bir belgenin düzenlenmesi hayatın olağan akışına terstir. Öyle ise, anılan çekişmeli bölümün davalı H. S. tarafından yapıldığı söylenemez. Bunun hilafına olan tanık beyanlarına da itibar edilemez. Esasen mirasbırakan İrfan'ın taşınmazı intifaını üzerinde bırakmak suretiyle çıplak mülkiyetini 8.12.1992 tarihinde temlik etmiş ve 9 nolu bağımsız bölüm ise 24.8.1995 tarihinde meydana getirilmiş ve sicil oluşturulmuştur.Buna göre, özellikle 9 nolu bölümün üzerine oturduğu ana yapı mirasbırakanın yaptığı taşınmaz temliki ile bağlantılı olduğu düşünüldüğünde söz konusu bağımsız bölüm bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle reddi isabetsizdir.Hal böyle olunca, bu bağımsız bölüm bakımından da davanın kabulü gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 20.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.