Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5287 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3136 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2007NUMARASI: 2005/381-10Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, maliki oldukları .parsel sayılı taşınmazdaki .. nolu bağımsız bölümü davalı oğullarına ölünceye kadar bakım koşuluyla temlik ettiklerini, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, bakım görevini eksiksiz yerine getirdiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacıların 1/2 şer oranında paydaş oldukları . parsel sayılı taşınmazdaki .nolu bağımsız bölümü davalı oğullarına 21.5.2003 tarihli akitle ölünceye kadar kadar bakım akti ile temlik ettikleri, ancak bakım borçlusu davalının sözleşmeden kaynaklanan bakım görevini yerine getirmediğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları görülmektedir.Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir. Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Somut olaya gelince; bakım alacaklıları ile bakım borçlusunun ayrı evlerde oturdukları, bakım borçlusunun zaman zaman bakım ihtiyacını yerine getirdiği, ileri derecede yaşlı olan bakım alacaklıların zorunlu olarak sürekli bakıma ihtiyaçları bulunduğu, bakım borçlusunun davanın açılmasından önce,arada bir geçici olarak bakım alacaklıları ile ilgilenmesinin sözleşmede öngörüldüğü biçimde bakım yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılmayacağı, davanın açılmasından sonrada tarafların bir araya gelmeleri ve bakım görevinin de gereği gibi yerine getirilmesinin imkansız hale geldiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.