Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5285 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12861 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/07/2007NUMARASI: 2003/539-2007/228Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki bulunduğu 1015 sayılı parsele davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, yıkım istemiştir.Davalı, binasını pay satın aldığı 1014 sayılı parsele yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davacı taşınmazına taşkın biçimde bina inşaa ettiğinin keşfen saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.4.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat O. S. ile temyiz edilen vekili Avukat İ.N.geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Dosyaya getirtilen kayıtlardan, davacının 1015 sayılı parselin maliki olduğu, davalının ise komşu 1014 sayılı parselde dava dışı paydaşlarla birlikte payı bulunduğu görülmektedir.Davacı, davalıya ait binanın taşınmazına tecavüzlü biçimde yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise binanın, paydaşı bulunduğu 1014 sayılı parsel içerisinde kaldığını savunmuştur.Mahkemece, davalı binasının davacı taşınmazına taşkın biçimde inşa edildiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiştir.Bilindiği üzere, taşınmaz üzerinde temelli ve kalıcı nitelikte bir yapı yapılması durumunda, TMK.’nun 684 ve 718. maddesi hükümleri ile, yapının, üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceği ve ana taşınmazın mülkiyetine tabi olacağına ilişkin “üst toprağa bağlıdır” kuralı getirilmiştir. Anılan düzenlemeler ve çekişmeli binanın taşkın kısmının yıkımı halinde tamamının yıkılması gerekeceği yönündeki keşfen belirlenen olgu karşısında, davalının paydaş olduğu 1014 parsel sayılı taşınmazın mütemmim cüz’ü niteliğini taşıyan binada dava dışı paydaşların da hakkının bulunduğu; bunun sonucu olarak da, yıkım isteği bakımından zorunlu dava arkadaşı sıfatıyla onların da davada yer almaları gerektiği kuşkusuzdur. Öte yandan temyiz aşamasında, davalı tarafça temliken tescil davası açıldığı bildirilmiştir. Gerçekten böyle bir davanın açıldığı saptandığı takdirde, davada yıkım isteğinin de bulunduğu gözetildiğinde, o davada verilecek kararın eldeki davayı etkileyeceği açıktır. Hal böyle olunca, öncelikle 1014 parsel sayılı taşınmazda payı olan dava dışı paydaşların davada yer almalarının sağlanması; bunun yanında, davalı tarafından temliken tescil davası açılıp açılmadığının taraflardan da sorulmak suretiyle araştırılması ve açıldığının anlaşılması halinde sonucunun beklenmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 29.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.