Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5280 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1341 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ÇAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 17/12/2008NUMARASI : 2007/108-2008/181Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları D.Y.'ın çekişme konusu taşınmazlarının mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara temlik edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı A., davayı kabul ettiğini beyan etmiş, davalı H.davanın reddini savunmuş, davalı E.ise davaya yanıt vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı E.Y. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlardan 106 ada 165 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, çekişme konusu diğer taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan 1923 doğumlu D. Y.ın 24.7.2005 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak davacı kızları K.ve H. ile davalı oğulları H. ve A.'nın kaldığı, başka mirasçısının bulunmadığı; miras bırakanın, çekişme konusu taşınmazlardan 6 parçasını aracı kullanmak suretiyle davalı gelini E.'ye malettiği, kadastro öncesinde tapunun 1.12.1987 tarih 1 sıra numarasında kayıtlı taşınmazını ise, davalılar A.ve H.'e eşit paylarla hibe ettiği, bu taşınmazın kadastro sırasında 106 ada 78 sayılı parsele revizyon gördüğü ve davalılar H. ve A. adına yazıldığı, bilahare 78 sayılı parselin ifraza tabi tutularak, müfrez parsellerden çekişme konusu 106 ada 161, 162, 164, 172, 173, 176 parsel sayılı taşınmazların davalı H.; 106 ada 166, 167, 168, 169, 170, 171, 174 ve 175 parsel sayılı taşınmazların ise davalı A.adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Tüm Dosya içeriğinden,davalı E. adına yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvaazalı olduğu belirlenerek, E.hakkındaki davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı E.'nin, bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. ReddineÖte yandan, davalılar H.ve A.adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazların kadastro öncesi miras bırakanın temliki bağış olup, geçerli temliklerden olan bağış yoluyla yapılan temlikler bakımından 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının uygulama yeri yok ise de, temyiz edenin sıfatı ve davalı A.'nın davayı kabul ettiği gözetilerek bu yön bozma nedeni yapılmamıştır.Ancak, harc, tarafa muzaf olarak hükmedilmeyip, tahsil edilen harçlar Hazineye gelir olarak kayıt edilmektedir. Bu husus ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun yargı harçlarına ilişkin hükümleri gözetilerek, reddedilen taşınmaz yönünden karar tarihi itibariyle maktu ret harcının davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine; kabul kapsamına alınan taşınmazlar bakımından ise, herbir davalı adına kayıtlı olupta kabul kapsamına alınan çekişme konusu taşınmazlarla bağlantılı olarak keşfen belirlenen değer üzerinden nispi olarak belirlenecek harçtan davalıların ayrı ayrı sorumlu tutularak, bu şekilde belirlenecek nispi harcın davalılardan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, anılan husus gözardı edilerek, müphem şekilde, karar tarihi itibariyle 15.60.-TL. tutarındaki peşin karar ve ilam harcının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, harca ilişkin hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re'sen gözetilmesi gerektiğinden, bu konuda aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.Hal böyle olunca; davalı E.'nin temyiz itirazlarının bu yöne ilişkin olarak kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.