ESAS NO : 2013/19421 KARAR NO : 2014/5278MAHKEMESİ : ARAKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/02/2013NUMARASI : 2011/88-2013/57Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından katılma yoluyla ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece; tarafların taşınmazlarda el birliği halinde malik oldukları, taksim yapılmadığı, davacılardan Şöhret'in çekişmeli yerleri hiç kullanmadığı, diğer davacıların fındık bahçelerinden fındık topladıkları, ancak 101 ada 141 parsel üzerinde bulunan evi kullanmadıkları, fındık bahçelerinde intifadan mene gerek bulunmadığı, ev yönünden ise davacılar tarafından davalı aleyhine Araklı Sulh Hukuk Mahkemesinde 2009/209 esas sayılı dosyada ortaklığın giderilmesi davası açıldığından anılan dosyada dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği 9.7.2009 tarihinden itibaren davalının intifadan men edilmiş olduğu, davalının esasa cevap süresinden çok sonra zamanaşımı itirazında bulunduğundan dikkate alınmadığı gerekçesiyle Şöhret yönünden kayıt malikinin ölüm tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için fındık gelirine ve tüm davacılar yönünden ise 09.07.2009 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için kira gelirine hükmedilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 101 ada 138 parsel sayılı taşınmazın fındık bahçesi, 101 ada 141 parsel sayılı taşınmazın ise fındık bahçesi ve ahşap ev cinsi ile tarafların miras bırakanı (babaları) adına kayıtlı olduğu, kayıt malikinin 10.06.1996 tarihinde öldüğü, o tarihten bu yana taşınmazları davalıların kullandıkları, davacılardan Şöhret'in çok uzun yıllar önce evlenerek Kıbrıs'a yerleştiği, Elmas'ında yine çok önceleri evlenerek Sürmene'ye yerleştiği, Nokta'nın ise köyde oturduğu, davacılardan Elmas ve Nokta'nın bazı yıllar fındık hasadında çekişmeli taşınmazlardan fındık topladıkları, davacı Şöhret'in ise hiç fındık toplamadığı gibi bu yerde bulunan evi de kullanmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar elbirliği halinde paydaştırlar. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Bu durumda, tabi gelir getiren fındık bahçelerinde intifadan mene gerek bulunmadığı, ev yönünden ise davacılar tarafından davalı aleyhine Araklı Sulh Hukuk Mahkemesinde 2009/209 esas sayılı dosyada ortaklığın giderilmesi davası açıldığından anılan dosyada dava dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği 9.7.2009 tarihinden itibaren davalıların intifadan men edilmiş olduğu saptanarak, Şöhret yönünden fındık gelirine ve tüm davacılar yönünden ise 09.07.2009 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için kira gelirine hükmedilmiş olması kural olarak doğrudur.Ne var ki davalının, esasa cevap süresi geçmesinden sonra ıslah yoluyla zamanaşımı itirazında bulunduğu gözetilerek davacı Şöhret yönünden hesap edilecek fındık geliri konusunda 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için hesap edilecek ecrimisille, diğer davacılar yönünden ise ortaklığın giderilmesi davasının dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği 9.7.2009 tarihinden itibaren intifadan men gerçekleşmiş olduğundan, bu tarihten itibaren hesap edilecek ecrimisille sorumlu tutulmaları gerekir.Hal böyle olunca, davacı Şöhret yönünden usulünce ıslah suretiyle ileri sürülen zamanaşımı defi dikkate alınarak, dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre bakımından, diğer davacılar yönünden ise ortaklığın giderilmesi dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği 9.7.2009 tarihinden itibaren hesap edilecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün (6100 sayılı Kanunun geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.