MAHKEMESİ : BEYOĞLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 02/02/2010NUMARASI : 2007/372-2010/24 Taraflar arasında görülen davada;Davacı idare, kayden idarenin mülkiyetinde bulunan 3012 ada 11 parsel sayılı taşınmaza davalının bina ve bahçe yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.Davalı, tapu tahsis belgesine dayalı olarak iyiniyetle bina yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece" tecavüzlü halin imar uygulaması sonucu oluştuğu,3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi hükmü gözetilerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... .'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece,bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü,540 m2 lik taşkın kısımla ilgili davanın ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3012 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davacının idaresindeki Rukiye Hatun Vakfı, bu taşınmaza komşu 3012 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise davacı Vakıflar İdaresi adına kayıtlı bulunduğu, her iki parselin imar uygulaması sonucu oluştuğu, davalının, 11 sayılı imar parselinde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı; 5 sayılı imar parselinde 300m2lik alanın lehine tahsis edildiğine ilişkin şerh bulunduğu kayden sabittir.Mahkemece yapılan keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporları ve dosyada mevcut belgelerden; davacı idare adına kayıtlı 5 sayılı imar parselinin öncesini teşkil eden 249 ada 5 sayılı parselde üzerinde tek katlı yapı bulunan 300 m2lik bölümün davalıya tahsis edildiği ve adına 29.6.1984 tarih 95 sayılı tapu tahsis belgesi verildiği, belediyenin 1999 yılında yaptığı imar uygulaması sonucu, 5 sayılı imar parselinde bulunan davalıya ait 3 katlı betonarme binanın 5.40 m2 lik bölümünün çekişmeli 11 sayılı imar parseline tecavüzlü hale geldiği, hükmüne uyulan bozma ilamında da tecavüzlü bu durumun imarla oluştuğunun kabul edildiği;bunun dışında, davalının aynı yerde 22.59 m2lik bölümü ise bahçe olarak kullandığı anlaşılmaktadır.O halde, davalı tarafından bahçe olarak kullanıldığı belirlenen, 01.10.2005 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde 11 sayılı parselin B harfi ile gösterilen 22.59 m2 lik bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddineDavacı İdarenin temyizine gelince; bilindiği gibi, tapu tahsis belgesi mülkiyet hakkı doğurmaz ve davalıya, idareye karşı mülkiyetin nakli için dava açma hakkı bahşetmez. Islah imar planları veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. Öyleyse, davacı idare tarafından davalıya verilen tapu tahsis belgesine dayalı olarak davalı adına tapu oluşturulmadığına göre, davalıya ait yapının imar uygulamasında korunmaya değer yapı olarak değerlendirilmediği kabul edilmelidir. Yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunda, binanın 11 sayılı imar parseline tecavüzlü 5.40 m2lik kısmın yıkımı halinde 5 sayılı imar parselinde bulunan davalıya ait betonarme 3 katlı binanın statiğinin etkileneceği, bu nedenle binanın tamamının yıkılması gerektiğinin belirtildiği görülmektedir.Hal böyle olunca; taşkın kısmın yıkılması halinde binanın geri kalan bölümünden yararlanılamayacağı belirlendiğine göre, tüm binanın kaim bedelinin konunun uzmanı bilirkişi aracılığıyla saptanması, belirlenecek tutarın davalı yararına depo ettirilmesi için davacı İdareye önel verilmesi, tüm bina bedelinin depo edilmesi halinde el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususların tam olarak gereği yerine getirilmeksizin, yapının, davacı İdare tarafından davalıya verilen tapu tahsis belgesi sınırları içerisinde kaldığı, 5.40 m2lik yapı tecavüzünün idari kararla oluştuğu, davalının kusurunun bulunmadığı yönünde yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları değinilen bu yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.