Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5265 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5594 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı ...A.Ş. vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.03.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar ...vd. vekili Avukat, diğer temyiz eden davalı ... A.Ş. gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacılar, kayden maliki oldukları 2392 parsel sayılı taşınmaza davalıların, sınırı aşacak şekilde havuz ve başkaca hafif yapılar inşaa etmek suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;çekişme konusu 2392 parsel sayılı kat mülkiyeti kurulu iki adet betonarme bina ve arsası vasıflı taşınmazda davacılar ile dava dışı kişilerin bağımsız bölüm malikleri olduğu,davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği ve Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde düzenlendiği üzere; ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.''Öte yandan ecrimisil, taşınmazı haksız kullananın, malike ödemekle yükümlü olduğu bir bedeldir.Bilindiği gibi; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada, çekişmeli yer ile tarafların ellerinde bulunan kısımların sınırları alınacak ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; mahkemece davacıların kayden maliki olduğu çekişme konusu taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın el attıkları belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ne var ki, keşifte yapılan ölçümün ve düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı gibi, davacıların çekişme konusu taşınmazda pay edindikleri tarihlerin farklı olduğu anlaşıldığından mahkemece edinme tarihleri gözetilmeden de ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir.Hâl böyle olunca; dava konusu olan taşınmazlar bakımından yukarıda açıklanan şekilde gerekli araştırma yapılarak davalıların işgal durumlarının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, sonucuna göre fuzuli şagilin (haksız kullanımın) taşınmaz malikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı olan ecrimisil isteği yönünden istenilen dönemler ve davacıların edinme tarihleri ve davalıların işgal ettikleri yerler de dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin oluşacak durum dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalı Hasbahçe Otelcilik A.Ş. vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenlerden alınmasına, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.