ESAS NO : 2013/5583 KARAR NO : 2014/5263MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2012NUMARASI : 2011/207-2012/631Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı N.. G.. tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.03.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat T. N. S. ile diğer temyiz eden davacı Y.. M.. vekili Avukat A. İ. E. geldiler, davetiiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı Maltepe Belediye Başkanlığı vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece;çekişme konusu taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup davacının payına karşılık kullanabileceği yer bulunduğu, ecrimisil ve tazminat isteme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın Dairece ''...davalı Maltepe Belediyesi yönünden HUMK.nun 409. maddesi hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği,taşınmazda paydaş olan davalı Nail hakkındaki davanın davacının payı oranında kabulüne karar verilmesi gerektiği...'' gerekçeleri ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda,davalı M.. B.. aleyhine açılan davanın H.M.K'nin 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,davalı Nail'in davacının payına vaki müdahalesinin menine ve ecrimisilin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve dosya içeriğinden; davalı Nail'in, davacı ile birlikte paydaşı olduğu tarla vasıflı taşınmazın niteliğini değiştirmek suretiyle kullandığı ve davacının yararlanmasını engellediği,olayda intifadan men koşulunun gerçekleştiği gözetilerek ve bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmak suretiyle el atmanın önlenmesinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı Nail'in bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Tarafların öteki temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 günlüve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtilmeli ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı saptanmalıdır. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve esaslara uygun olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca; mahkemece, yeniden bilirkişi heyeti oluşturmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde emsâller de incelenerek bilimsel verilere uygun denetime elverişli ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.