Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5229 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16563 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar ... haricindeki davacılar vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ...'nin 397 parsel sayılı taşınmazını birlikte yaşadığı dava dışı ... ile kızı ...'e satış göstermek suretiyle devrettiğini, onların da muvazaalı olarak akrabaları olan davalıya aktardıklarını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, ... firması aracılığı ile eşinden kalan fabrikayı satarak yatırım amaçlı olarak dava konusu yeri satın aldığını, satış bedelini de banka kanalı ile blokeli çekle ödediğini, tarafları ve iddia edilen kişileri tanımadığını, akrabalığının da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, taşınmazı satın aldığı kişilere de davanın ihbar edilmesini istemiştir.Feri Müdahiller vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla feri müdahillere devrettiği, ancak taşınmazı feri müdahillerden satın alan davalının Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi gereğince kazanımının korunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; davalının Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyucuğundan yararlandığı belirlenmek suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasın da bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere konusu para ve para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti nispi tarifeye göre hesaplanır. Somut olaya gelince; yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmal edildiği de gözetildiğinde dava değeri, taşınmazın keşfen belirlenen değerinin davayı açan mirasçıların, miras paylarına isabet eden kısmı olup, dava, esastan reddedildiğine ve yargılama sırasında davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğine göre davalı taraf yararına takdir edilecek vekalet ücretinin de bu değer üzerinden nispi olarak takdir edileceğinde şüphe yoktur. Hâl böyle olunca, keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmali de yapıldığı gözetilerek, dava konusu yapılan davacıların miras paylarının toplam değeri üzerinden davalı taraf yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.