Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5228 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5630 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili ve bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..., davalılar ... v.d. vekili Avukat ..., davalı vekili Avukat..ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen, diğer temyiz eden davalı ..., temyiz edilen davalılar ... vd. vekili Avukat, davalılar ... vd. vekili ve diğer davalı asiller gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Senem Altunbulak tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, 323 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde kendi mirasbırakanları ..." adına tespit ve tescil edilmişken bir kısım davalılar tarafından sadece ...Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan "tapuda isim düzeltilmesi" davası sonucu malikinin değiştirilerek ".. oğlu . . olarak düzeltilmesine karar verildiğini, anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davalıların murisi olan bu kişinin dava konusu taşınmazla hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek davalıların murisi adına olan tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın "...a'ya" ait olduğunun tespiti ile adlarına tescilini istemişlerdir.Davalı , tapu kaydının hukuka uygun şekilde tesis edildiğini bildirip davanın reddini savunmuş, diğer davalıların bir kısmı da, taşınmazın başlangıçtan bu yana kök murislerine ait olduğunu, davalı gösterilen kişiler arasında ölü kişiler bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın gerçek malikinin davacıların mirasbırakanı "Mustafa oğlu .." olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de; ..." mirasçısı olup davalı olarak gösterilen kişilerden, ..'ın 14.06.1991 tarihinde, ..'ın 25.04.1993 tarihinde,..'ın 14.03.1994 tarihinde, ...'nın 25.03.2001 tarihinde ölmüş oldukları, eldeki davanın ise 08.07.2010 tarihinde açıldığı kayden sabittir. Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 'nun 27., 2709 sayılı ....ı'nın 36. maddelerinde ve ...'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenme hakkının sonucu olarak davanın doğru hasma yöneltilmesi ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, davada sağ olan gerçek ve hükmi şahsiyeti haiz tüzel kişiler taraf olabilirler. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup re’sen gözetilmesi gerekli olan bir kuraldır. 1086 sayılı HUMK’nun 38.(HMK 50 )maddesi delaletiyle TMK’ nun 28.maddesi hükmü uyarınca bazı istisnai haller dışında ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı gibi 04.05.1978 tarihli 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince de ıslah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilmesine olanak bulunmamakta ve dava tarihinde ölü olan kişinin mirasçısılarına davetiye tebliğ edilerek onların huzuru ile de davanın görülmesi ve sürdürülmesine olarak bulunmamaktadır. Her ne kadar, davalılardan....n 03.08.1995, ...'ın ise 01.03.2006 tarihinde ölmüş oldukları görülmekte ise de; bu kişilerin mirasçılarının dava dilekçesinde davalı olarak yer almaları nedeniyle, yargılama sırasında ölen davalılar .. ve ...'ın mirasçılarının da davaya dahil edilmiş olmaları nedeniyle bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.Hâl böyle olunca; mahkemece, davacı tarafa dava tarihinden önce ölmüş bulunan davalılar .. ve ..'nın mirasçıları aleyhine ayrı bir dava açmak üzere süre verilmesi, verilen sürede ayrı bir dava açıldığı takdirde eldeki dava ile bileştirilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 1.350.00.'şer-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.