Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5227 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3379 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.03.2014 gün ve 2012/8 esas 2014/90 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 21.12.2015 gün ve 12194-14840 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, hile ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, ortak mirasbırakanları ...'nün 1090, 1276, 2403 ve 4274 parsel sayılı taşınmazlarını kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna satış göstererek devrettiğini, murisin davalı tarafından aldatılarak, yanıltılarak bu işlemin gerçekleştirildiğini, mahfuz hisselerinin de bertaraf edildiğini ileri sürerek tapuların iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa, tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, murisin hac ve düğün masraflarının karşılanması amacıyla dava konusu taşınmazların kendisine devredildiğini, 1090 sayılı parselin mirasbırakan tarafından düğün hediyesi olarak verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, işlemin danışıklı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, duruşma isteği değerden reddedilerek incelenmiş ve 21.12.2015 tarihinde onanmıştır.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak mirasbırakanı ...'nün 28.12.2000 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ile davalı oğlu ...'i bıraktığı, başka mirasçısının kalmadığı, çekişme konusu 1090, 1276, 2403 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazların tamamı ile 4274 parsel sayılı ev ve arsa vasıflı taşınmazın 2/4 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 07.10.1999 tarihli satış akdi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacıların eldeki davada, davalı adına olan kayıtların iptali ile adlarına tescili, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istedikleri, davanın 06.11.2001 tarihinde 3.000.00-TL harca esas değer gösterilerek ve bu miktar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, mahkemece yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın değerinin belirlendiği ancak yargılama sırasında harç ikmal ettirilmediği ve dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK'nun 413 (6100 sayılı HMK'nun hükümleri) ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin iptal ve tescile karar verilmesi istenen dava konusu taşınmazların değerinden ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.'nun 409.maddesinde (6100 sayılı Yasanın 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazların davacıların payına isabet eden kısmının değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması yerinde değildir.Değinilen husus davalının karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin ( 6100 sayılı HMK'nın geçici 3.maddesi yollamasıyla ) HUMK''nun 440 maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 21.12.2015 tarihli ve 2014/12194 Esas, 2015/14840 Karar sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA; yerel mahkemenin, 31.03.2014 tarihli, 2012/8 Esas, 2014/90 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.