MAHKEMESİ : KARACABEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2008NUMARASI : 2007/184-2008/620Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakan H... Ö... ’ün 1220 parsel sayılı taşınmazdaki A Blok 3 nolu bağımsız bölümü mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı kızı F.. ‘ye temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına payları oranında tescili isteminde bulunmuşlardır. Davalı, çekişme konusu taşınmazı dava dışı kooperatiften bedelini ödeyerek satın aldığını, taşınmazın muris adına kayıtlı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu taşınmazın muristen değil 3. kişiden satın alındığı ve muvazaalı satış bulunmadığı, murisin maddi yardımda bulunduğuna ilişkin iddiaların ise tenkis davasına konu olabileceği gibi bu hususların dahi ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1220 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün dava dışı kooperatifin ferdileşmesi sonucu adına kayıt oluşan keza dava dışı F... G... tarafından davalıya 29.12.1997 tarihinde kayden satış yoluyla devredildiği ve muris Hüseyin Öz tarafından yapılan bir temlikin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi bu tür temliklerdeki bedelin miras bırakan tarafından ödendiği yolundaki iddia gizli bağış niteliğinde olup; 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.Öyle ise taşınmazın muristen değil 3. kişiden satın alındığı ve muvazaalı satış bulunmadığı belirlenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.Ne var ki, mahkemece talep ve dava olmadığı halde tenkis ve alacak konusunda değerlendirmeler yapılarak kesin hükme yol açacak şekilde gerekçe oluşturulması doğru olmadığı gibi kabule göre de dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden avukatlık parası tayin ve takdir edilmesi gerekirken, keşifte belirlenen ve harcı tamamlanmayan değer esas alınarak avukatlık parasına hükmedilmesi de isabetsizdir.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.