MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda; yerel mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza ve komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi, yıkım ve pencerelerin kapatılması isteğine ilişkin olup; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK'nın) yürürlüğü zamanında açılmıştır.Mahkemece, işin esasına girilerek çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, pencerelerin kapatılması isteğinin reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683/2. maddesinden kaynaklanan davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğu, mahkemenin görevinin elatılan taşınmazın değeri ve yıkılması gereken muhtesatın değeri toplamına göre belirleneceği kuşkusuzdur. (4.3.1953 gün 10/2 sayılı İ.B.K)Öte yandan, görev kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gereken bir usül kuralıdır. Somut olayda; davanın, dava dilekçesinde 4.000,00.-TL değer gösterilerek açıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre elatılan taşınmazın değeri ve yıkımı istenen muhtesat değeri toplamının 6.850.40.-TL olarak belirlendiği, bu durumda dava tarihi itibariyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 8/1 maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi yerine, esastan hüküm kurulması isabetsizdir.Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün, 6100 sayılı ...nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.