Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5200 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4306 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2009NUMARASI : 2009/71-2009/478Taraflar arasında görülen davada; Davacı, komşu binada Kömürcü Kardeşler isimli pasta imalathanesi işleten davalının, işletmede yapılan imalat sırasında rahatsız edici boyutlarda gürültü oluşmasına, özellikle geceleri de çalışan imalathanedeki gürültünün uyku bozukluklarına neden olduğunu, gerekli tedbirlerin alınacağı, imalathanenin gündüz saatlerinde çalıştırılacağı konusundaki vaatlere ve taahhütnameye rağmen gürültünün önlenmediğini ileri sürerek, davalının işletmesindeki gürültünün tespiti ile giderilmesi için gereken tedbirlerin alınmasına, gürültüyü önleme imkanı yok ise söz konusu imalathanenin faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının imalathanesinde meydana gelen gürültünün katlanılması gereken seviyeyi aştığı ve gece saatlerinde çalışmanın Yönetmeliğe aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, davacının oturmuş olduğu binanın bitişiğindeki binada davalının pastane imalathanesi işlettiği, işletim sırasında meydana gelen gürültünün rahatsız edici boyutlarda bulunduğu iddiasıyla davacı tarafından eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, yapılan keşif sonucunda çevre mühendisi bilirkişisinden aldırılan rapor doğrultusunda 19.00-07.00 saatleri arasında işletmedeki tüm makine ve teçhizatların kullanılmasının önlenmesi suretiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.Bilindiği üzere, çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen ayni bir haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kurallarına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini göz önünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. Somut olaya gelince; Mahkemece, çevre mühendisi bilirkişisi ile birlikte keşif yapılarak rapor temin edilmiş, ancak pastane imalathanesinin işletiminden kaynaklanan ve sınır değerlerin üzerinde bulunan gürültünün önlenip önlenemeyeceği, hangi önlemlerin alınması halinde gürültünün önlenebileceği hususlarında bilirkişiden rapor alınmamış olduğu halde, pastane imalathanesinin çalıştırılmasına engel olacak şekilde 19.00-07.00 saatleri arasında işletmedeki tüm makine ve teçhizatların kullanılmasının önlenmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Oysa, mahkemece Çevre Yönetmeliği de gözetilmek suretiyle içlerinde çevre mühendisi bulunan 3 kişilik bilirkişi heyeti marifetiyle keşif yapılması, davacı zararının ne olduğunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, buna ilişkin varsa alternatif çözüm yollarının raporda açıklattırılması ve mahkemece, elde edilecek raporda belirtilen önlemlerden hak ve nesafet kuralları gözetilmek suretiyle zararın giderilmesi konusunda en uygun önleme hükmedilmesi gerekirken ticari faaliyeti sekteye uğratacak şekilde ve hükme elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.