Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5176 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5745 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve temlik alacaklısı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.12.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden ... vd. vekili Avukat, davacı ... ... gelmedi, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... vd. Vekili Avukat, davalı ... gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil ve tazminat; birleştirilen davalar ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteklerine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan ...'ın 4 adet (33 ada 6 ve 7 parsel ile 249 ada 6 parsel ve 121 ada 8 parsel sayılı) taşınmazını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvaazalı olarak kızları olan davalı ... ve (diğer davalıların murisi) ...'a satış aktiyle temlik ettiğini, bilahare davalılar tarafından 3 adet (33 ada 7 parsel ile 249 ada 6 parsel ve 121 ada 8 parsel sayılı) taşınmazın üçüncü kişilere satış suretiyle devredildiğini, bu hususun başka mirasçılar tarafından açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/50 E. - 1989/362 K., 1996/731 E. - 1999/201 K., 1997/528 E. - 1999/169 K. ve 2001/240 E.- 2001/779 K. sayılı dava dosyalarında verilen kararlar ile kesinleştiğini ileri sürerek 33 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden miras payları oranında tapu iptali ve adlarına tesciline, diğer 3 adet taşınmaz yönünden ise tazminata; birleştirilen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/736 E. sayılı dosyasında davacı ..., aynı hukuksal nedene dayalı olarak 33 ada 7 parsel sayılı taşanmaz yönünden tazminata; birleştirilen .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/19 E. sayılı dosyasında davacılar, asıl davadaki bilirkişi raporu doğrultusunda 4 adet taşınmaz bölüm bakımından hesaplanan bakiye alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemişler; birleştirilen 2007/19 Esas sayılı dosyada davalı ... dava tarihinden önce 12.02.2007 tarihinde öldüğünden, birleştirilen 2008/371 E. sayılı dosyadan davacılar husumeti Niyazi mirasçıları ..., ...'ye yöneltmişler; yargılama aşamasında davacı ... dava dosyalarındaki alacağının 3. kişi ...'a temlik ettiğine dair 17.05.2013 tarihli temlikname sunmuştur.Davalılar, davanın haksız olduğunu öne sürerek reddini savunmuşlardır.Mahkemece, gider avansının yatırılmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğundan asıl ve birleştirilen 2008/371 Esas sayılı davaların usûlden reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 114. maddesi dava şartlarını düzenlenmiş; 114/g maddesinde gider avansının yatırılmış olması dava şartı olarak tanımlanmış; 115/2. maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş; 120. maddesi ile de gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiş ve 324. maddesinde ise delil ikamesi için avans düzenlemesine yer verilerek, avansın yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı öngörülmüştür.Tüm bu düzenlemelere karşın, her davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlere göre inceleneceği kuşkusuzdur.Nitekim, 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesinde, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla Kanun'un derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.Somut olayda, asıl ve birleştirilen dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde açılmış ve 6100 sayılı HMK. nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 1086 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak yürütülmüştür. Bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Öte yandan, gerek 1086 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri, gerekse 6100 sayılı Kanun'un 324. maddesi hükmü ile, yargılamanın gerektirdiği masrafların ilgili tarafça yatırılıp yatırılmaması hususunda benzer hükümler getirilmiş ve yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırımlar gösterilmiştir.Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, aynı Kanun'un olayda uygulama yeri bulunmayan 114/1-g, 115/1 ve 2. maddelerinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacı ...'in alacağını temlik edip etmediği (alacaklı sıfatının olup olmadığı) üzerinde durulmaması, karar başlığında ölü kişi ...'nin mirasçılarının gösterilmesi gerekirken bir kısım mirasçıları ile birlikte ölü kişinin gösterilmesi buna karşın ölü kişinin mirasçısı ...'un adının yer almamış olması ve birleştirilen ( 2004/736 E. ve 2007/19 E. sayılı) davalar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir.Davacılar ve temlik alacaklısı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerl (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.