Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5160 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1832 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : LİCE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/02/2011NUMARASI : 2010/52-2011/13Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı A.T.adına tapuda kayıtlı 113,164 ve 200 parsel sayılı taşınmazların intikaline esas alınan Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin2004/13 E. 2004/11 K. sayılı mirasçılık belgesinde kendisinin mirasçı olarak gösterilmediğini, anılan ilamın iptaline karar verildiğini ileri sürerek, taşınmazların sonradan alınan mirasçılık belgesine göre yeniden intikallerinin yapılarak tapu kayıtlarının iptali ile tesciline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılardan A., davacının mirasçı olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Lice Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/44 E.2007/99 K. sayılı kararı gereğince çekişme konusu 113,164 ve 200 parsel sayılı taşınmazların iştirak halinin müşterek mülkiyete dönüştürülmesine ve 1/4'er paylı olarak A. çocukları Ş. T.(Yayman), Asiye T.(Y..), E. T.(K..) ve Z.T. adlarına tapuya tesciline karar verildiği ve kararın 09.08.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davacı, anılan mahkemece hükme esas alınan mirasçılık belgesinde mirasçı olarak yer almadığını, oysa Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin hasımlı olarak açılan dava sonucu verilen 2009/1940 E. 2010/85 K. sayılı mirasçılık belgesi ile Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/13 E.2004/11 K. sayılı mirasçılık belgesinin iptaline karar verilerek bu ilamda kendisinin de mirasçı gösterildiğini ve taşınmazların intikallerinin yeni mirasçılık belgesi gereğince yapılması gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Davacı M.. T. ile davalılardan Z.T.'ın miras bırakan A.'ın kızlarından H. ve A.'in çocukları oldukları, dosyadaki mirasçılık belgesi ile kayden sabit olduğuna göre çekişmenin anılan her iki mirasçı arasında bulunduğu, diğer mirasçıların paylarında bir değişiklik olmayacağı gözönüne alınmak suretiyle davalı Z. dışındaki diğer mirasçılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Ne varki, mahkemece davalı Z.T.'ın tapu kaydında baba adının A. olarak gösterildiği oysa veraset ilamına göre baba adının A. olduğu, anılan yanlışlığın düzeltilmesi için davacıya kesin mehil verilmesine rağmen düzeltilmediği gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmişse de; A. T.'ın veraset ilamında; A. çocukları Ş., E., A. çocukları,Z.ve M.. ile diğer mirasçılar olan A.,Z., T.,İ. ve F.'ın mirasçı olarak gösterildikleri, Lice Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/44 E.2007/99 K. sayılı iştirakin çözümüne ilişkin dava dosyasında maddi hataya dayalı olarak mirasçı olan Z.T.'ın baba adının A.T.olarak gösterildiği de kayden sabittir.Hal böyle olunca, Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1940 E. 2010/85 K. sayılı mirasçılık belgesinin kesinleşmesi sağlanarak bu ilama göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.