MAHKEMESİ: KOCAELİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/10/2009NUMARASI: 2009/333-2009/394Taraflar arasında görülen davada;Davacı – (karşı davalı), davalıların murisi adına tapuda kayıtlı çekişmeli 126 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tapudan terkinine karar verilmesini istemiştir.Davalılar – (karşı davacılar), dava konusu taşınmazın yer aldığı alanda usulüne uygun kıyı kenar çizgisi belirlemesi yapılmadığını, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin kararın kendilerine tebliğ edilmediğini bu nedenle bağlayıcı olmadığını, taşınmazın rayiç değerinin tespit edilerek şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuşlardır. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğrudur. Bu yöne değinen Hazine'nin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak hemen belirtilmelidir ki, bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da yeni bir İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse, davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderleri ve 1957 tarih, 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamaz.Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır.(Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297) Davacı Hazine, temyiz dilekçesinde sair nedenlerden söz etmek suretiyle bu hususa değinmiştir.Hal böyle olunca; somut olayda mahkemece yapılan keşif sonucu çekişmeli bölümün belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı ve dava tarihinde davacı Hazinenin haklı olduğu anlaşıldığına ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa gereğince dava reddedildiğine göre davalının tüm yargılama giderlerinden harçtan ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacı Hazinenin, yukarıda değinilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.