MAHKEMESİ : LALAPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/11/2006NUMARASI : 2006/21-60Taraflar arasında görülen davada;Davacı,miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla .. ada .. ve ..parsel sayılı taşınmazları davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini,bakım görevinin yerine getirilmediğini,işlemin yasaya aykırı olduğunu ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı,dava sebebi gösterilmediğini,davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını,ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan temlikin geçerli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davacının dava dilekçesinde talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakaları açıklamadığı,dava sebebini belirtmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.- -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının hiçbir geçerli sebep göstermeden sözleşmenin iptalini istemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Oysa, dava dilekçesinin içeriğine iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada davalıya yapılan temlik işleminin yasal ve geçerli olmadığı, mağdur duruma düşüldüğü, yargılama aşamasında 27.10.2006 tarihli dilekçe ile, yapılan ölünceye kadar bakma akdi ile temlik işleminin 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muvazaalı olduğu açıklanarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, davada hukuki sebebin gösterilmediği söylenemez.Kaldıki olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi yapmak, ona uygun kanun hükmünü uygulamak başka bir anlatımla, dava dilekçesinin yorumu, hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak kanun maddelerinin tatbiki hakime aittir.Öte yandan, getirtilen kayıt örneklerinden, dava konusu taşınmazların önce noterde düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma akdine bağlandığı, daha sonra, bunlardan eldeki davaya konu ..ve ..parsel sayılı taşınmazların 22.12.2003 tarihli akitle ölünceye kadar bakma koşuluyla temlike konu edildiği görülmektedir. Öyleyse, bu belirlemelere göre, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescili isteğine ilişkin olduğu açıktır.Bilindiği üzere;ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetilmek suretiyle işin esasına girilmesi, taraf delillerinin eksiksiz toplanıp soruşturmanın tamamlanmasıı, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.