Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5140 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4327 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ÇAYCUMA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/01/2010NUMARASI: 2009/176-2010/34Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 1832 parsel sayılı parsel sayılı taşınmazda bulunan istasyon sahasındaki 4 ve 5 nolu dükkanların davalı şirkete kiralandığını, işletme süresinin 08.01.2008 tarihinde sona erdiğini, davalı şirketin kira bedelini yüksek bularak sözleşme imzalamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, ecrimisil ve tazminat karar verilmesini istemiştir. Davalı, görev itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kira alacağı ve tahliye talebine ilişkin olduğu, kira sözleşmesine dayalı tahliye, aktin feshi davaları ile bu davalarla birlikte açılan alacak ve tazminat davalarının sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, taraflar arasındaki çekişmenin 6570 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan tahliye ve kira alacağı olduğu gerekçesiyle, HUMK’nun 8. maddesi gereğince davan??n görev nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacı idareye ait 65128 m2 yüzölçümündeki 1832 parsel sayılı taşınmazdaki 4 ve 5 nolu dükkan niteliğindeki bölümlerin Çaycuma 1.Noterliğince tastikli başlangıcı 01.08.2006 olan ve 08.01.2008 tarihine kadar sürecek taraflar arasında kira akti düzenlendiği ve taşınmazın davalının kullanımına bırakıldığı kira müddeti sonunda 08.01.2008 tarihli davalı şirket temsilcisi ile davacı idare arasında "Tutanaktır" başlığını taşıyan belgede kararlaştırıldığı üzere davalının kullanımındaki taşınmaz bölümlerinin davacı idareye teslim edildiği ve yeni bir akit yapılıncaya kadar bu yerlerin tekrar "yed'i emin" sıfatıyla davalıya teslim edildiği sonra davacı idarenin belirlediği şartlar muvacehesinde kira akti yapılmak üzere davalıya bildirimde bulunulmasına karşın davalının akit yapma konusundaki iradesi tecelli etmediğinden eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, anılan hususlar dosya kapsamıyla da sabittir.O halde, somut bu olgular ve deliller gözetildiğinde davalının taşınmazda kiracı olduğu ve kiracılık ilişkisinin devam ettiği kabul edilemez. Aksine haksız işgalci konumunda (fuzuli şagil) olduğu tartışmasızdır. Öyleyse, davacının Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte belirlenecek ecrimisilin mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm altına alınması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabul tarzı itibarı ile de mademki kiracı olduğu mahkemece benimsendi, o halde davanın reddi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi de doğru değildir. Davacının, temyiz itirazının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.