MAHKEMESİ : ANDIRIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2012NUMARASI : 2010/306-2012/110Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatma isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisilin davalıdan alınaak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece; davanın devamı sırasında taşınmazın davacıya teslim edildiği gerekçesiyle el atma isteği yönünde karar verilmesine yer olmadığına, 3.255,91.-TL ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 30 sayılı 23.700m2 yüzölçümlü tarla nitelikli taşınmazın 1/3'er pay itibariyle M. C.ve F. adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacı C.tarafından el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle Andırın Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/179 esas sayılı davanın açıldığı, dava dışı F. O. tarafından davalı aleyhine ecrimisil isteğiyle Andırın Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/180 esas sayılı davanın açıldığı, mahkemece F.tarafından açılan davanın C.tarafından açılan 2008/179 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, daha sonra 5.10.2010 tarihinde C.tarafından açılan dava tefrik edilerek 2010/306 esas üzerinden yargılamaya devam edildiği, 2008/179 esas sayılı dosyada duruşma gününü bildirir davetiyenin davalıya bizzat tebliğ edildiği, ancak davalının duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçeside vermediği, tefrik kararı ve tefrikten sonraki duruşma gününün tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarının ise dosyada bulunmadığı, tefrikten sonrada davalının duruşmalara katılmadığı ve cevapta vermediği, davalının da duruşma gününden haberdar olmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek kararı temyiz ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmeleri ile mümkündür.Tarafların davada yer almaları, dava ile ilgili işlemleri öğrenmeleri ve kendilerine tanınan hakları kullanmaları usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Taraflara tebligat yapılması 6100 sayılı HMK 27. (1086 sayılı HUMK.’nun 73.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan yargılama ilkelerinden Hukuki Dinlenme Hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil savunma hakkının en önemli unsurudur. Tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir.Öncelikle yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi asıldır.Somut olayda, tefrikten (ayırma kararından) sonra duruşma gününün davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yargılamanın yapılması ve yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları bu gerekçelerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.