Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5112 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3658 - Esas Yıl 2009
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 17 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılarak belediye adına tescilinden sonra, dönemin belediye başkanı olan davalının kıymetli olan bu taşınmaza 30.09.1996 tarih ve 2639 sayılı Belediye Encümen kararına dayalı olarak trampa ve satış suretiyle malik olduğunu, ancak yapılan işlemlerin 2886 sayılı Yasa'nın 1. maddesine, Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 3. maddeleri ile Kamulaştırma Yasası'nın 22 ve 23. maddeleri ile örf ve âdet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, iptal ve tescil ile 3 nolu parsele isabet eden inşaatın yıkılması isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine dair karar Dairece 3. kez "... sicilin dayanağını oluşturan idari işlemin iptal edildiği, sicilin dayanaksız kaldığı, ancak 17 ada 3 parselin 18 ve 4 parsellerle birlikte tevhit edilerek 17 ada 66 parselin oluştuğu, bu durumda 17 ada 3 parselin 3194 sayılı Yasa'nın 16. maddesi gereğince Belediye Encümen kararına dayalı olarak ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılması, ifrazı mümkün ise müstakilen, ifrazı mümkün değil ise tevhit parselinin yüzölçümüne oranlama yapılarak paydaş kılınmak suretiyle davanın kabul edilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuştur. Hük-müne uyulan bozma ilamı gereğince, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu iptal, tescil ve yıkım isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamından sonra tescilin dayanağı olan 30.09.1996 gün 2639 sayılı Belediye Encümeni kararının iptaline ilişkin 01.10.1999 gün 76 sayılı Belediye Meclis kararının 05.09.2008 tarih 145 nolu İsparta Belediye Meclisinin Kararı ile iptal edildiği, taşınmazın tesciline ilişkin işlemin geçerli hale geldiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 2886 sayılı Yasa'nın 6. maddesinde kimlerin ihaleye iştirak edemeyecekleri birer birer sayılmış olup, anılan maddenin 1 nolu bendinde ihaleyi yapan idarenin ita amirlerinin (a) ihaleye katılamayacağı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça öngörülmüştür. Oysa, somut olayda taşınmazı edinen davalının satış tarihinde belediye başkanı olduğu resmen sabittir. O halde, yasaya açıkça aykırılık oluşturan sicilin dayanağı idari işlem şeklen ayakta olsa bile, bu tasarrufa hukuki netice bağlanamayacağı, bir başka anlatımla bu işleme dayalı tescilin yolsuz tescil olma niteliğini de-ğiştirmeyeceği tartışmasızdır.Öyleyse, taşınmazın davalıya satışının hukuki dayanaktan yoksun ol-duğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı de-ğerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.