Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5110 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 745 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : AKYURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2011/222-2012/220Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı Elmasiye Yırtıcı, miras bırakanı H.R.'in 57, 172 ve 220 parsel sayılı taşınmazlardaki payları ile 381 parsel sayılı taşınmazın tamamını, oğlu olan davalı Ş.'e satış yoluyla temlik ettiğini, Ş.' inde aralarındaki gizli anlaşma gereğince 381 parselin ½ payını kardeşi olan diğer davalıya aktardığını, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Birleşen dosya davacısı F. R.r aynı yöndeki istemlerle Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/180 esas saylı davayı açmış, 24.4.2012 tarihli oturumda davasından feragat etmiştir.Davalı Ş.R., çekişme konusu taşınmazları babası olan miras bırakanın ölünceye kadar bakma vaadi ile devrettiğini, yedi yıl babasına baktığını, bakım karşılığında taşınmazların bağışlandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı H.R., miras bırakana baktıkları için bağış yapıldığını, herhangi bir para ödemediğini belirterek, davayı kabul etmiştir. Mahkemece, çekişme konusu temliklerin muvazaalı yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne yönelik verilen kararın temyizi üzerine Dairece” murisin ölümünden önce 7 yıl boyunca felçli olarak yatttığı, murise bu süre boyunca eşi ile davalı çocuklarının baktıklarının tanık ifadeleri ve dosya kapsamıyla sabit olduğu, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı, malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılıİçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerektiği, mahkemece bu yönde irdeleme yapılmadığı gibi çekişme konusu taşınmazlar dışında murisin ölümü ile kalan taşınmazlarının bulunup bulunmadığının da tespit edilmediği, miras bırakanın gerçek iradesinin ortaya konulması ve yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği bakımından öncelikle mirasçılardan F.R. tarafından açılan 2009/180 Esas sayılı dava dosyası ile eldeki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan HUMK.’un 45.maddesi uyarınca birleştirilmesi, toplanan ve toplanacak tüm delillerin bir arada değerlendirilerek murisin gerçek iradesinin belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi ” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararı uyarınca işlem yapılıp dava dosyaları birleştirildikten sonra miras bırakanın ölmeden önce 6-7 yıl felçli olduğu, bu süre içinde eşi ve davalıların baktıkları, kızların miras bırakanla ilgilenmedikleri, miras bırakanın bakım ve ihtiyaçlarının en çok .tarafından karşılandığı , satışların bakım karşılığı olduğu gerekçesiyle E. tarafından açılan davanın reddine , F.tarafından açılan davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm E.tarafından temyiz edilmiştir. 1- Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında , gösterildiği şekilde işlem yapılarak davalılardan Ş. R. hakkında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün davalı Şehabettin yönünden usul ve yasaya uygun olan kısmının ONANMASINA 2- Davacının H.R..yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalılardan 381 parselin ½ pay maliki olan H. R. davayı kabul etmiş olup kabul davayı sona erdiren işlemlerdendir.6100 sayılı HMK'nin 311. (1086 sayılı HMUK'nin 95.)maddesi uyarınca kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkemece, H.R.in kabul beyanı gözetilerek 381 parseldeki H.'e ait ½ pay yönünden davacı E.Y.'nın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi uyarınca ) HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.