Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5080 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18999 - Esas Yıl 2013





ESAS NO : 2013/18999 KARAR NO : 2014/5080MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2011/148-2012/355Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Çekişme konusu 3007 ada 225 parsel sayılı taşınmazın 23.03.2011 tarihinde kamulaştırma işlemi ile davacı kurum adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı kayden sabittir.Davacı; çekişmeli taşınmazı davalının benzin istasyonu olarak kullanmak suretiyle haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek, 01.12.2010 – 30.03.2011 tarihleri arası işleyen toplam 24.295,04-TL ecrimisilin her ay için takip eden ayın başlangıcından itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 3533 Sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yoliyle Halli Hakkında Kanunun 1. maddesi hükmünde açıkça; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanları, bu kanun da yazılı tahkim usulüne göre halledilir." düzenlemesine yer verilmiştir. 3.7.2003 tarihli 4916 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik aynı kanunun 4. maddesi ile de; “ Katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire veya müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.” Somut olaya gelince, davacı ile davalı 3533 sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardandır. Bu kanunun 2570 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince aralarındaki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği ve görev hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği kuşkusuzdur. O halde; tarafların sıfatı ile 3533 sayılı Kanunun 1. ve 4. maddeleri hükümleri dikkate alınarak uyuşmazlığın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, genel hükümlere göre incelenerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.