MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/12/2011NUMARASI : 2010/217-2011/601Taraflar arasında görülen davada;Davacı; kat mülkiyeti kurulu 7 nolu meskeni 31.03.2006 tarihinde kardeşi ve yengesi olan davalılardan satın aldığını, davalıların uygun bir yer bulup tahliye edeceklerini bildirdikleri ve aradan zaman geçtiği halde haksız yere taşınmazı kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve taşınmazın teslimine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, işlerinin bozulması sebebi ile çekişme konusu daireyi satmaya karar verdiklerini, ancak 70.000.-TL borcun kardeşi tarafından ödemesi üzerine taşınmazı ona devredildiğini, aralarında; taşınmazı değerinde satın alacak müşteri çıktığında dairenin satılıp borç ödenerek bakiye miktarın kendilerine kalması yönünde anlaştıklarını, ancak davalının taşınmazın 3. kişilere devrine yanaşmadığını ve çekişme konusu yer için ödediği bedelin yeterli olduğunu bildirip tahliye etmelerini istediğini, bilirkişilerin satış tarihinde taşınmazın değerini 115.000.-TL olarak belirlediklerini, buna göre davalının 45.000.-TL borcunun bulunduğunu ileri sürerek, belirtilen miktarın faizi ile birlikte tahsiline ve hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini istemişlerdir. Birleşen dava bakımından elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne dair verilen karar Dairece; “... Eldeki dava ile, Ödemiş 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/217 Esas sayılı davası arasında bağlantı bulunduğu, davaların aynı sebepten doğduğu alacak ve hapis hakkı istemlerini içeren davanın haklı olup olmamasının elatmanın önlenmesi davasının mahiyetini belirleyeceği tartışmasız olup, HUMK.'nun 45.maddesi gereğince her iki davanın birleştirilerek görülmesinde yarar olduğu ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan ve davalar birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda davacıların alacak davalarının kısmen kabulüne, hapis hakkı tanınmasına, birleşen elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl dava, alacak ve hapis hakkı tanınması, birleşen dava ise elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, alacak davasının kısmen kabulü ile hapis hakkı tanınmasına, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden, davacı K. ile davalı İ.'in kardeş oldukları, çekişme konusu kat mülkiyeti kurulu 7 nolu meskenin kayden birleşen dosya davacısı İ.'e ait olduğu, sözkonusu taşınmazın evveliyatta karı koca olan davacılar K. ve Münise adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı iken 31.03.2006 tarihinde 27.000.-TL bedelle İ.'e sattıkları, satış tarihinden beri taşınmazı K. ile Münise'nin kullandıkları anlaşılmaktadır.Birleşen davanın davacısı İ.'in; çekişme konusu taşınmazı davalılardan satın aldığını, uygun bir yer bulup taşınmazı tahliye edeceklerini bildirdikleri ve aradan uzunca zaman geçtiği halde haklı ve geçerli bir nedenleri olmadan taşınmazı kullanmayı sürdürdüklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi talepli birleşen davayı açtığı, yargılama devam ederken davalıların işleri bozulduğu için çekişme konusu daireyi satmaya karar verdiklerini, ancak değerinde satın alacak müşteri çıkmaması ve akrabalarının araya girmesi üzerine 70.000.-TL borçlarını davalı İ.'in ödediğini, bu sebeple taşınmazı tapuda ona devrederek, dairenin gerçek değerinde satılması ve satım bedelinden İ.'in ödediği bedelin mahsup edilerek kalan bedelin kendilerine ödeneceği konusunda anlaştıklarını, ancak davalının taşınmazın 3. kişilere satışına yanaşmadığı gibi tahliye davası açtığını, taşınmazın gerçek değerinin davalının borçlularına ödediği 70.000.-TL'den fazla olduğunu ve aradaki farkı da ödemediğini ileri sürerek alacak ve hapis hakkı istemli dava açtıkları, elatmanın önlenmesi davasının kabulü üzerine Dairece; “ Her iki davanın aynı sebepten doğduğu, alacak ve hapis hakkı istemlerini içeren davanın haklı olup olmamasının elatmanın önlenmesi davasının mahiyetini belirleyeceği, bu sebeple HUMK'un 45. maddesi gereğince davaların birleştirilerek görülmesinde yarar bulunduğu ” gerekçeleri ile bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak elatmanın önlenmesi istekli davanın, alacak istemli dava ile birleştirildiği, yapılan yargılama sonunda; çekişmeli taşınmazın 2 aylık makul sürede satılabileceği, bu sürenin sonunda dairenin değerinin 90.000.-TL olduğu ve tanık anlatımları dikkate alındığında İ.'in ödediği 70.00.-TL mahsup edildiğinde İ.'in K. ve Münise'ye 20.000.-TL borcunun bulunduğu gerekçeleri ile alacak davasının kısmen kabulüne, çekişme konusu taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınmasına, birleşen elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verildiği görülmektedir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; kayden davacı İ. T.'e ait çekişme konusu taşınmazı, davalılar K. ve Münise'nin haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın kullandıkları belirlenerek birleşen dosyada elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, alacak davasında, davacılar K. ve M. tarafından ileri sürülen iddianın içeriği itibariyle, taraflar arasındaki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığı ve bu ilişkinin 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı kapsamında yazılı delille kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Ne varki, dava dilekçesinin deliller kısmında davacıların “ her türlü yasal delil ” demek suretiyle yemin deliline de dayandıkları gözetilerek, yemin deliline başvurup vurmayacakları hususunun kendilerine hatırlatılması, başvurmaları halinde yeminin usulüne uygun biçimde yerine getirilmesinin sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Tarafların belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2012 tarihinde kararda oybirliği, gerekçede oybirliğiyle karar verildi.