MAHKEMESİ: BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 16/06/2011NUMARASI: 2008/491-2011/348Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, davalının kıyıda kalan yerlere muhtesat yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının kıyı-kenar çizgisi içerisindeki alana muhtesat yaptığınının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten de, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan yere davalının beton dolgu, iskele, güneşlenme platformu ve benzeri şeyler yapmak suretiyle müdahale ettiği toplanan delillerle saptanmıştır.Ancak, ibraz edilen belgelerden ve cevabi yazılardan, mevcut yapılanma için davalının izin başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, 3621 sayılı Yasanın 6. maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda ne tür yapılanmanın mümkün olmadığı belirtilirken, 2. fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım…. gibi yapı ve tesislerin yapılabileceği kabul edilmiştir. Anılan madde hükmünde de vurgulandığı üzere, sözkonusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile mümkündür. Diğer taraftan “doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar” başlıklı 7. maddesinde, denizden doldurma ve kurutma yapmak bir takım usulü işlemlere ve izinlere bağlanmıştır.Hal böyle olunca; davaya konu yapılanma bakımından Kıyı Yasası'nın yukarıda değinilen hükümleri çerçevesinde tüm koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz ititrazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.1.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.