Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5065 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4056 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2006NUMARASI : 2005/458-832Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu .ve .. parsel sayılı taşınmazlara davalının duvar çekmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, dava konusu taşınmaza ilişkin açtıkları tescil davasının derdest olduğunu, ayrıca imarla tecavüzlü hale geldiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne, duvar bedeline ilişkin yasal hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre çekişmenin imar uygulaması sonucu oluşup oluşmadığından, kaynaklandığı açıktır.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Hal böyle olunca; davacının malik olduğu ..ada ..ve .. parsel sayılı taşınmazlara davalının müddehalesinin imar uygulaması ile oluşup oluşmadığının, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle hükme yeterli bir araştırma yapılarak saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.